Broadly speaking, dogs are more faithful than cats.
- Genellikle, köpekler kedilerden daha sadıktırlar.
He stared at the faithful miniature of the dinosaur.
- O, dinozorun sadık minyatürüne baktı.
Mr. Johnson's workers are loyal to him.
- Bay Johnson'ın işçileri ona sadıktır.
Mary is loyal to her country.
- Mary ülkesine sadıktır.
To Layla, Fadil is a devoted husband.
- Leyla'ya göre Fadıl sadık bir koca.
Since we got married, he's become a devoted family man.
- Biz evlendiğimizden beri o sadık bir aile babası oldu.
Tom is a staunch conservative.
- Tom bir sadık muhafazakârdır.
Sami was a staunch Christian.
- Sami sadık bir Hıristiyandı.
Tom is extremely obedient.
- Tom son derece sadıktır.