That secret can't be kept forever.
- O sır sonsuza dek saklanamaz.
I can't stay here forever.
- Sonsuza dek burada kalamam.
They walked along the road together until they reached the village, but then their paths diverged.
- köye ulaşıncaya dek beraber yuruduler fakat sonra yolları ayrıldı
We have to stay here until Tom gets back.
- Tom geri dönene dek burada kalmak zorundayız.
Hurry up! You should be ready by now.
- Çabuk ol! Şimdiye dek hazır olman gerekir.
Wait till I count to ten.
- Ben ona kadar sayıncaya dek bekleyin.
It was such a hot night that I could not sleep till midnight.
- O kadar sıcak bir geceydi ki gece yarısına dek uyuyamadım.
I will love you forever and ever.
- Sizi sonsuza dek seveceğim.
Do not try to live for ever. You will not succeed.
- Sonsuza dek yaşamaya çalışma. Başaramayacaksın.
Sami's life was changed for ever.
- Sami'nin yaşamı sonsuza dek değişti.
I've had a great life so far.
- Şimdiye dek harika bir hayat yaşadım.
Have you said anything to Tom yet?
- Şimdiye dek Tom'a bir şey söyledin mi?
Have you made any friends yet?
- Şimdiye dek arkadaş edindin mi?