-e dönmek teriminin Türkçe İngilizce sözlükte anlamı
- -e dönmek
- turn into
- -e dönmek
- face
- dönmek
- turn
If I remember correctly, I think we have to turn left at the next corner.
- Eğer doğru hatırlıyorsam, sanırım bir sonraki köşede sola dönmek zorundayız.
We have to turn back.
- Geri dönmek zorundayız.
- dönmek
- return
He left the Mexican capital to return to Texas.
- O Texas'a dönmek için Meksika başkentinden ayrıldı.
The boy's plan was to study medicine and return to Saint Croix as a doctor.
- Çocuğun planı, tıp öğrenimi yapmak ve bir doktor olarak Saint Croix'a dönmekti.
- geri dönmek
- return
Her one wish was to return and see her only daughter one last time.
- Onun tek isteği, geri dönmek ve tek kızını son bir kez görmekti.
In order to return to our era, what should we do?
- Çağımıza geri dönmek için ne yapmalıyız?
- dönmek
- rotate
- dönmek
- turn back
We have to turn back.
- Geri dönmek zorundayız.
We're going to have to turn back.
- Geri dönmek zorunda kalacağız.
- dönmek
- come back
Do you want to come back to my office?
- Ofisime geri dönmek istiyor musun?
You may go out only if you come back soon.
- Kısa sürede geri dönmek şartıyla dışarı çıkabilirsin.
- etrafında dönmek
- revolve
- geri dönmek
- revert
- başı dönmek
- fell dizzy
- davula dönmek
- to swell up
- dönmek
- bear
- dönmek
- circle
- dönmek
- go back
Tom didn't want to go back to where he was born.
- Tom doğduğu yere geri dönmek istemiyordu.
Tom had to go back the way he'd come.
- Tom geldiği yoldan geri dönmek zorunda kaldı.
- dönmek
- pivot
- dönmek
- swerve
- eski haline dönmek
- revert
- gözü dönmek
- to see red
- geri dönmek
- regain
- arkaya dönmek
- turn around
- başı dönmek
- feel dizzy
- başı dönmek
- feel woozy
- boşa dönmek
- run idle
- deliye dönmek
- go crazy
- dönmek
- devolve
- dönmek
- circumvolve
- dönmek
- start back
- dönmek
- trundle
- dönmek
- break a promise
- dönmek
- roll
- dönmek
- gyre
- dönmek
- turn on
- dönmek
- back down
- dönmek
- (Dilbilim) circle over
- dönmek
- (Otomotiv) swivel
- dönmek
- go round
- dönmek
- (Askeri) haul
- dönmek
- curve
- dönmek
- cant
- dönmek
- switch
- dönmek
- eddy
- dönmek
- swirl
- dönmek
- get back
I have to get back to Boston.
- Boston'a geri dönmek zorundayım.
The last time I called her she told me that she wants to get back to Italy.
- Onu son kez aradığımda, bana İtalya'ya geri dönmek istediğini söyledi.
- dönmek
- switch to
- dönmek
- (Latin) averto
- dönmek
- break
- dönmek
- change into
- dönmek
- defect
- dönmek
- change one's religion
- dönmek dön
- (Bilgisayar) return
- dört dönmek
- (deyim) dance attendance on
- dört dönmek
- search everywhere
- dışına dönmek
- turn out
- eksen etrafında dönmek
- wheel
- eksen üzerinde dönmek
- pivot
- eve dönmek
- come home
- eve erken dönmek
- keep early hours
- geri dönmek
- cut back
- geri dönmek
- fetch up
- geri dönmek
- backtrack
- geri dönmek
- (Latin) averto
- geri dönmek
- start back
- geri dönmek
- go back
Tom had to go back the way he'd come.
- Tom geldiği yoldan geri dönmek zorunda kaldı.
He wants to go back to the wild.
- O, vahşi hayata geri dönmek istiyor.
- geri dönmek
- come back
Do you want to come back to my office?
- Ofisime geri dönmek istiyor musun?
I don't want to come back here ever again.
- Bir daha asla buraya geri dönmek istemiyorum.
- geri dönmek
- get back
Tom asked Mary to stay, but she had to get back to work.
- Tom Mary'den kalmasını rica etti fakat o işe geri dönmek zorundaydı.
Tom has to get back to work.
- Tom işe geri dönmek zorunda.
- geri dönmek
- (Politika, Siyaset) retail
- geriye dönmek
- (Askeri) about-face
- geriye dönmek
- about-turn
- hızla dönmek
- twirl
- ilkel haline geri dönmek
- revert
- köşeyi dönmek
- strike it rich
- sola (dönmek)
- counterclockwise
- sözden dönmek
- backpedal
- vida gibi dönmek
- screw
- virajı dönmek
- round the bend
- çabuk dönmek
- reel
- geriye dönmek
- turn about
- başı dönmek
- Feel dizzy, feel queer, feel giddy, be giddy
- deliye dönmek
- Go crazy, become insane, go mad, lose one's mind
- gözü dönmek
- See red, become very angry
- sine-i millete dönmek
- To go john galt (for a politician or politicians to return to 'normal life' and let things go to hell)
- sözünden dönmek
- Back pedal, break one's word, back down, back down from, back out, back out of, backtrack, renege
- -a dönmek
- get back to
- Arafat'ta soyulmuş hacıya dönmek
- to lose everything one has and have nowhere to turn
- adama dönmek benzemek
- to look presentable; to look like somebody; to look like something
- aksi yöne dönmek
- (deyim) face about
- aleyhe dönmek
- boomerang
- aleyhine dönmek
- 1. (for one person) to turn against (another). 2. (for events, a situation) to go against
- aleyhine dönmek
- turn against
- aleyhine dönmek
- turn to one's disadvantage
- aleyhine dönmek
- back fire
- aleyhine dönmek
- to backfire, to boomerang on
- aleyhine dönmek
- turn on
- aleyhine dönmek
- turn upon
- anadan (yeni) doğmuşa dönmek
- to be restored to happiness, health, freedom from care, and simplicity
- arapsaçına dönmek
- to turn into a mess, become thoroughly confused
- arapsaçına dönmek
- to tangle
- aslına dönmek
- turn basic
- aynı yoldan geri dönmek
- backtrack
- açlıktan gözü/gözleri kararmak/dönmek
- to be very hungry, be starving, be famished
- ağızı çiriş çanağına dönmek
- to have one's mouth get dry and bitter
- başa dönmek
- be back to square one
- başladığı yere dönmek
- recur
- başı dönmek
- feel queer
- başı dönmek
- feel giddy
- başı dönmek
- be giddy
- başı dönmek
- to feel dizzy, to feel giddy
- besmele görmüş şeytana dönmek
- colloq . to be frightened to death
- beyininden vurulmuşa dönmek
- to be greatly upset (by an unexpected event)
- beyninden vurulmuşa dönmek
- to be shocked
- bir şeyler dönmek
- be in the wind
- birdenbire dönmek
- wheel round
- birdenbire dönmek
- wheel around
- bocuk domuzuna dönmek
- to get very fat
- boş dönmek
- to come back emptyhanded
- boşa dönmek
- to run idle
- cin çarpmışa dönmek
- to in a terrible state, to be shocked
- deliye dönmek
- 1. to jump with joy. 2. to get frantic, be in a frenzy
- deliye dönmek
- to go crazy
- deliye dönmek
- be consumed with
- denizden çıkmış balığa dönmek
- to feel like a fish out of water
- dilenci değneğine dönmek
- to become very thin
- dininden dönmek
- renege
- dut yemiş bülbüle dönmek
- to be tongue-tied, become sad and quiet
- dut yemiş bülbüle dönmek
- to become tongue-tied
- dönmek
- front
- dönmek
- return , revert
- dönmek
- to turn into, become
- dönmek
- (din) apostatize
- dönmek
- budge from
- dönmek
- to turn, revolve, rotate, spin
- dönmek
- (gemi) put about
- dönmek
- to renounce (a cause, a claim to or for something). döne döne by turning, by spinning. dönüp dolaşmak to walk back and forth
- dönmek
- wheel about
- dönmek
- get round
- dönmek
- (for weather, circumstances) to change
- dönmek
- chop about
- dönmek
- to change (one's plans); to break (a promise)
- dönmek
- ( den) sheer from
- dönmek
- to be converted (to another religion or point of view)
- dönmek
- return to
I wanted to return to your village.
- Köyüne dönmek istedim.
The boy's plan was to study medicine and return to Saint Croix as a doctor.
- Çocuğun planı, tıp öğrenimi yapmak ve bir doktor olarak Saint Croix'a dönmekti.
- dönmek
- (for something tricky) to be going on
- dönmek
- to repeat, stay back in class
- dönmek
- (yatakta) turn over
- dönmek
- come home
- dönmek
- to return, go back, come back
- dönmek
- to make a turn (at), turn
- dönmek
- to turn; to return, to turn back, to come back, to go back, to get back; to turn into, to become, to change into/to; to change; to go round; to swing; to spin; to swivel; to swerve; to gyrate; (baş) to whirl, to swim, to spin; to change one's religion, to
- dönmek
- face
- dönmek
- go back on
I think I have to go back on a diet after Christmas.
- Sanırım ben Noel'den sonra diyete geri dönmek zorundayım.
- dönmek
- to turn (toward)
- dönmek
- call back
- dönmek
- deflect
- dönmek
- gyrate
- dönmek
- chop round
- dönmek
- (dininden) abjure
- dönmek
- recall
- dönmek
- change one's mind
- dönmek (gemi)
- put about
- dört dönmek
- to search everywhere
- dört dönmek
- 1. to search desperately for a remedy. 2. to scurry around
- dışa dönmek
- turn out
- eksen etrafında dönmek
- pivot
- eksen çevresinde dönmek
- rotate
- eli boş dönmek
- to return empty-handed
- emeki sağdıç emeğine dönmek
- not to benefit from one's work
- eski haline dönmek
- come back
- etrafında dönmek
- round
- etrafında dönmek
- circuit
- etrafında dört dönmek
- dance attandance on smb
- etrafında dört dönmek
- to hover around, pay great attention to
- etrafında dört dönmek
- to hover around
- eşekten düşmüş karpuza dönmek
- slang 1. to be shocked. 2. to find oneself in trouble
- fıldır fıldır dönmek
- whirl
- fır dönmek
- to hover around (sb)
- fır dönmek
- hover around somebody
- fır dönmek
- to hover around (someone), be in constant attendance upon (someone)
- fırıl fırıl dönmek
- eddy
- fırıl fırıl dönmek
- to whirl, to spin round
- fırıl fırıl dönmek
- reel
- fırıl fırıl dönmek
- whirl
- fırıl fırıl dönmek
- swirl
- fırıl fırıl dönmek
- (etrafında) whirl about
- fırıl fırıl dönmek
- whirl round
- fırıl fırıl dönmek
- sleep
- fırıl fırıl dönmek
- spin
- fırıl fırıl dönmek
- spin round
- fırıl fırıl dönmek
- twirl
- geldiği yoldan geri dönmek
- retrace one's steps
- geri dönmek
- (tazı) hark back
- geri dönmek
- return to
In order to return to our era, what should we do?
- Çağımıza geri dönmek için ne yapmalıyız?
I want to return to work.
- İşe geri dönmek istiyorum.
- geri dönmek
- to come back, to return, to get back
- geri dönmek
- turn back
We have to turn back.
- Geri dönmek zorundayız.
We're going to have to turn back.
- Geri dönmek zorunda kalacağız.
- geri dönmek
- to come back, go back, return
- geri dönmek
- put back
- geriye dönmek
- face about
- geriye dönmek
- turn around
- girdap gibi dönmek
- swirl
- günaha dönmek
- backslide
- halvete dönmek
- (for a place) to become very hot and close
- harabeye dönmek
- to go to rack and ruin
- harabeye dönmek
- lie in ruins
- hayalifenere dönmek
- colloq . to become nothing but skin and bones
- hayata dönmek
- resuscitate
- hayata dönmek
- revive
- hızla geri dönmek
- double back
- iki cami arasında kalmış beynamaza dönmek
- to be torn between two choices, to be in limbo
- ikrarından dönmek
- 1. to retract one's confession. 2. to renege, go back on one's word, break one's promise
- ileriye dönmek
- (Bilgisayar) switch forward
- ilkel haline dönmek
- revert
- iğne ipliğe dönmek
- to become skin and bones, to pine away, to waste away
- iğne ipliğe dönmek
- to become very thin, turn to skin and bones
- iğne yutmuş maymuna dönmek/ yemiş ite dönmek
- to turn to skin and bones
- işe geri dönmek
- get back to the grindstone
- kabusa dönmek
- turn into a nightmare
- kadınlar hamamına dönmek
- (for a place) to become very noisy
- kafası dönmek
- 1. to be confused and perplexed. 2. to feel dizzy
- kalbura dönmek
- to be riddled
- kalbura dönmek
- to be riddled with holes