to faint, to pass out, to swoon; to swoon (over sb/sth)," "to love, to adore, to go crazy over, to be fond of, to fall for, to dote on sb/sth, be enamoured of sb/sth; (money) to pay up, to shell out, to cough up
Baygın duruma girmek, uyur gibi olmak, kendinden geçmek, kendini kaybetmek: "Akşam vapurda giderken bir kadının bayıldığını gördüm."- S. F. Abasıyanık. Çok hoşlanmak, çok sevmek: "Hatta kıza bayıldığını bile anlasaydı neye yarardı?"- R. H. Karay
Sıcak, açlık, susuzluk, yorgunluk gibi etkenlerle dayanma gücünü yitirmek: "Uzakta görülen manzaralar insana sıcaktan bunalmış ve bayılmış hissini verir."- A. Ş. Hisar