Bir gökkuşağı gökyüzünde yedi renkli kemerdir.
- A rainbow is a seven-colour arch in the sky.
Yolda büyük bir kemer var.
- There is a huge arch over the road.
En tuhaf şey onun en büyük düşmanını kaçılmaz bir ölümden kurtarmış olmasıdır.
- The strangest thing is that he saved his arch enemy from an unavoidable death.
O şimdiye kadar yaşamış en büyük mimar.
- He is the greatest architect that has ever lived.
Laurent Weber Portland'ın başpiskoposu.
- Laurent Weber is the archbishop of Portland.
Her erkeğin işi, ister edebi ya da müzik ya da bir resim ya da mimari ya da başka bir şey olsun, her zaman kendisinin bir portresidir.
- Every man's work, whether it be literature or music or a picture or architecture or anything else, is always a portrait of himself.
archenemy.
O bir arkeologun asistanıdır.
- He is an archeologist's assistant.
Tom arkalojide çalışır.
- Tom works in archeology.
The man is my arch rival, without him I would have no competition.
I attempted to hide my emotions, but an arch remark escaped my lips.
The cat arched its back.