The pompous professor was full of his own self-importance.
- Fiyakacı profesör kendini beğenmişlikle doluydu.
I think Tom is pompous.
- Tom'un kendini beğenmiş olduğunu düşünüyorum.
You have to hold back.
- Kendini tutmak zorundasın.
One cannot defend oneself against stupidity.
- Biri kendini aptallığa karşı savunamaz.
It's very difficult to know oneself.
- Kendini bilmek çok zordur.
You will hurt yourself if you're not careful.
- Eğer dikkatli olmazsan, kendini inciteceksin.
It's good to put yourself in someone else's place now and then.
- Arada sırada kendinizi başkasının yerine koymak iyidir.
She is a snotty child.
- O kendini beğenmiş bir çocuk.