(behavioral attributes) the way a person behaves toward other people

listen to the pronunciation of (behavioral attributes) the way a person behaves toward other people
İngilizce - Türkçe

(behavioral attributes) the way a person behaves toward other people teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

behaviour
{i} davranış

Davranışı sıradışıydı. - Her behaviour was out of the ordinary.

Yeni davranış kurallarını ihlâl etmekten yakalanan gençler seyahat özgürlüğü haklarını kaybedecekler, ve bu hakkı geri almak için parasız toplum işini tamamlamak zorunda kalacaklar. - Youths who are caught violating the new rules on behaviour will lose their right to free travel, and will have to complete unpaid community work to earn it back.

behavior
davranış

Tom içmeyi bırakmaya ve davranışını değiştirmeye karar verdi. - Tom decided to stop drinking and reform his behavior.

Onun görünüşü ve davranışı beni ondan utandırdı. - His appearance and behavior made me ashamed of him.

behavior
{i} tavır

Onun küstah tavırlarına dayanamadım. - I couldn't put up with her arrogant behavior.

Onun kendini beğenmiş tavırları kırıcı. - His smug behavior is offensive.

behavior
{i} tutum
behaviour
{i} hareket tarzı
behavior
davranış tarzı
behavior
{i} hareket

Bu hareketin, kadınların davranışları üzerine büyük bir etkisi vardı. - This movement had a great impact on the behavior of women.

behavior
(Tıp) behavyor
behaviour
tavır
behaviour
hareket
behavior
{i} hareket tarzı
behaviour
{i} tutum

Çocuğun okul arkadaşlarına karşı davranışı ve tutumu ibret vericiydi. - The child's behaviour and attitude towards his fellow students was exemplary.

İngilizce - İngilizce
demeanor
behaviour
conduct
deportment
behavior
demeanour
(behavioral attributes) the way a person behaves toward other people