Sana kayıp yüzüğünü bulacağım.
- I will find you your lost ring.
Onlar onu kayıp kabul ettiler.
- They gave him up for lost.
Tom kaybolmuş görünüyordu.
- Tom seemed to be lost.
O, kaybolmuş ve rahatsız hissetti.
- He felt lost and uncomfortable.
Seçimin kaybedildiğine inanmadı.
- He did not believe the election was lost.
Birçok eski teknoloji ortaçağda kaybedildi.
- Many ancient technologies were lost during the Middle Ages.
Tom biraz dalgın görünüyor.
- Tom looks a little lost.
Tom kaybolmuş ve şaşırmış gibi görünüyor.
- Tom looks lost and confused.