(1) (in play) use an entry; transfer the lead to the opposite hand

listen to the pronunciation of (1) (in play) use an entry; transfer the lead to the opposite hand
İngilizce - Türkçe

(1) (in play) use an entry; transfer the lead to the opposite hand teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

enter
{f} içeri girmek
enter
girmek

Tam odaya girmek üzereydik. - We were just about to enter the room.

Japonya'da öğrencilerin üniversitelere girmek için zor sınavlara girmeleri gerektiği tüm dünyada bilinmektedir. - It is known all over the world that, in Japan, students have to take difficult entrance examinations to enter universities.

enter
başlamak
enter
ayağını atmak
enter
(Ticaret) gümrüğe bildirmek
enter
sınava girmek
enter
kaydetmek
enter
{f} girmek [(Bilgisayar) ]
enter
{f} yazılmak
enter
(fiil) girmek, giriş yapmak, girmek [bilg.], içeriye girmek, içeri girmek, katılmak, kaydolmak, yazılmak, kaydetmek, yazmak, sokmak, gümrük beyanında bulunmak, sahneye çıkmak
enter
deftere yazmak
enter
{f} yazmak

Ev numaranı, mahalleni, posta kodunu ve sokağını ayrı ayrı yazmak zorundasın. - You have to enter your house number, suburb, post code and street seperately.

enter
{f} girişmek, başlamak
enter
{f} giriş yapmak
enter
içine girmek
enter
{f} katılmak
enter
koymak
enter
{f} içeriye girmek
enter
{f} kaydolmak
İngilizce - İngilizce
enter
(1) (in play) use an entry; transfer the lead to the opposite hand