Affedersiniz, Central Park'a nasıl gidebileceğimi bana söyleyebilir misiniz?
- Excuse me, can you tell me how to get to Central Park?
Affedersiniz. Beni en yakın tramvay istasyonuna doğru yönlendirebilir misiniz?
- Excuse me. Can you direct me to the nearest subway station?
Geç kaldığım için özür dilerim.
- Excuse me for being late.
Özür dilerim! Zannedersem benim yerimde oturuyorsunuz.
- Excuse me, I think you're sitting in my seat.