She went mad because of the shock.
- Şoktan dolayı çıldırdı.
The news that her son was injured in the accident was a great shock to her.
- Oğlunun kazada yaralandığı haberi ona büyük bir şoktu.
It still blows my mind.
- Bu beni hâlâ şok ediyor.
Sami bought a stun gun.
- Sami bir şok silahı satın aldı.
Sami liked to shock people.
- Sami insanları şok etmekten keyif alırdı.
This is truly shocking.
- Bu gerçekten şok edici.
In my country, there is a shocking amount of mathematical ignorance.
- Benim ülkemde, şok edici bir düzeyde matematiksel cehalet var.
The shock wave came and obliterated everything and everyone.
- Şok dalgası geldi ve her şeyi ve herkesi yok etti.