It's good now; neither too heavy nor too light.
- O şimdi iyi; ne çok ağır ne de çok hafif.
Shall we start the meeting now?
- Toplantıyı şimdi başlatalım mı?
I can't think of his name just now.
- Ben şimdi onun adını hatırlayamıyorum.
I heard a shot just now.
- Ben şimdi bir silah sesi duydum.
As yet, everything has been going well.
- Şimdilik her şey yolunda gidiyor.
I've just arrived. I haven't even emptied my suitcases yet.
- Şimdi vardım. Valizimi bile henüz boşaltmadım.
At the beginning you had disliked the idea, but now you seem to be content.
- Başlangıçta bu fikirden hoşlanmamıştın ama şimdi memnun görünüyorsun.
I have to go now. Did you see where I put my things?
- Şimdi gitmek zorundayım. Eşyalarımı nereye koyduğumu gördün mü?
I can't answer you here and now.
- Sana şimdi yanıt veremem.
I want you focus on the here and now.
- Burada ve şimdi odaklanmanı istiyorum.
Now that he's retired, Yves can look forward to a contented and placid life.
- O şimdi emekli, Yves memnun ve sakin bir yaşam için sabırsızlanabilir.
I see now that I was mistaken.
- Hatalı olduğumu şimdi anlıyorum.
I can't get away from work now.
- İşten şimdi uzaklaşamam.
We have to do this right away.
- Bunu şimdi yapmak zorundayız.
Where are you sitting at the moment?
- Sen şimdi nerede oturuyorsun?
Where do you live at the moment?
- Sen şimdi nerede oturuyorsun?
I'm now watching Russia Today.
- Ben şimdi Russia Todayi izliyorum.
Even now, I occasionally think I'd like to see you. Not the you that you are today, but the you I remember from the past.
- Şimdi bile, ara sıra seni görmek istediğimi düşünüyorum. Fakat bugünkü seni değil geçmişten hatırladığım seni.
I can't think of his name just now.
- Ben şimdi onun adını hatırlayamıyorum.
I heard a shot just now.
- Ben şimdi bir silah sesi duydum.
Nowadays, almost every home has one or two televisions.
- Şimdilerde neredeyse her evde bir ya da iki televizyon var.
That's not surprising nowadays.
- Şimdi bu sürpriz değil.
We're getting out of here in a moment.
- Hemen şimdi buradan çıkıyoruz.
How about going to a sushi bar right now?
- Hemen şimdi bir suşi bara gitmeye ne dersin?
I need to speak with Tom right now.
- Tom'la hemen şimdi konuşmam lâzım.
Dad just now went out.
- Babam hemen şimdi dışarı çıktı.
I'm coming to you just now.
- Hemen şimdi sana geliyorum.