I'm at the airport now.
- Şimdi havaalanındayım.
It's quarter to eight now.
- Saat şimdi yedi kırk beş.
I heard a shot just now.
- Ben şimdi bir silah sesi duydum.
The small house had come to look shabby, though it was just as good as ever underneath.
- Küçük ev, şimdiye kadar tıpkı altındaki kadar iyi olmasına rağmen,eski püskü görünmeye başladı.
As yet, everything has been going well.
- Şimdilik her şey yolunda gidiyor.
I have not heard a word from him as yet.
- Şimdiye kadar ondan bir kelime duymadım.
At the beginning you had disliked the idea, but now you seem to be content.
- Başlangıçta bu fikirden hoşlanmamıştın ama şimdi memnun görünüyorsun.
Can you see where Tom is now?
- Şimdi Tom'un nerede olduğunu görebiliyor musun?
I want you focus on the here and now.
- Burada ve şimdi odaklanmanı istiyorum.
I can't answer you here and now.
- Sana şimdi yanıt veremem.
Tom has probably figured out by now that Mary is John's girlfriend.
- Tom muhtemelen Mary'nin John'un kız arkadaşı olduğunu şimdiye kadar anlamıştır.
Now that he's retired, Yves can look forward to a contented and placid life.
- O şimdi emekli, Yves memnun ve sakin bir yaşam için sabırsızlanabilir.
He'll be out at lunch now, so there's no point phoning straight away.
- O şimdi öğle yemeğinde dışarıda olacak, bu yüzden hemen aramamız bir işe yaramaz.
We have to do this right away.
- Bunu şimdi yapmak zorundayız.
Where are you sitting at the moment?
- Sen şimdi nerede oturuyorsun?
Where do you live at the moment?
- Sen şimdi nerede oturuyorsun?
I'm now watching Russia Today.
- Ben şimdi Russia Todayi izliyorum.
My mother had none of the mod cons which are available to today's housewives.
- Annem, şimdiki ev hanımlarının kullandığı ev gereçlerinin hiçbirine sahip değildi.
I want you to take back what you said just now.
- Ben söylediklerini şimdi geri almanı istiyorum.
He came home just now. Didn't you know that?
- O şimdi eve geldi. Bunu bilmiyor muydunuz?
Nowadays, almost every home has one or two televisions.
- Şimdilerde neredeyse her evde bir ya da iki televizyon var.
In former days, men sold themselves to the Devil to acquire magical powers. Nowadays they acquire those powers from science, and find themselves compelled to become devils.
- Geçmişte insanlar sihirli güçler kazanmak için kendilerini şeytana satarlardı. Şimdilerde bu güçleri bilimden kazanıyorlar ve kendilerini şeytanlaşmak zorunda buluyorlar.
We're getting out of here in a moment.
- Hemen şimdi buradan çıkıyoruz.
Please come right now.
- Lütfen hemen şimdi gel.
I need to speak with Tom right now.
- Tom'la hemen şimdi konuşmam gerekiyor.
Yes, but she left just now.
- Evet, ama o hemen şimdi gitti.
Dad just now went out.
- Babam hemen şimdi dışarı çıktı.