Japan is full of beautiful cities. Kyoto and Nara, for example.
- Japonya güzel şehirlerle doludur. Kyoto ve Nara, örneğin.
I don't like visiting big cities.
- Büyük şehirleri ziyaret etmekten hoşlanmam.
Do you have any sightseeing tours of this town?
- Bu şehirle ilgili gezi turlarınız var mı?
In towns, speed is limited to 50 km/h.
- Şehirlerde hız sınırı 50 km / h dir.
This is the biggest hotel in this city.
- O bu şehirdeki en büyük oteldir.
People of Almaty, let us create a child-friendly city!
- Alma-Ata halkı, haydi çocuk dostu bir şehir yaratalım!
This movement from rural to urban areas has been going on for over two hundred years.
- Kırsaldan şehir bölgelerine yapılan bu taşınma iki yüzyıldan daha fazla bir süredir devam etmektedir.
A carcass has been found at the urban park.
- Şehir parkında bir iskelet bulundu.
Cities and provinces along the Yangtze River in central China are grappling with the country's worst drought in more than 50 years.
- Merkezi Çin'de Yangtze nehri boyunca şehirler ve taşra 50 yıldan daha fazla bir süredir ülkenin en kötü kuraklığı ile boğuşuyor.
New York is one of the largest cities in the world.
- New York dünyadaki en büyük şehirlerden biridir.
New York is a big city.
- New York büyük bir şehir.
It's the best burger in town.
- Bu, şehirdeki en iyi burger.
Amerika'daki en tehlikeli kenttir.
- Orası Amerika'daki en belalı şehir.
Güzel bir kentte yaşıyoruz.
- Biz güzel bir şehirde yaşıyoruz.