They sang a Christmas carol.
The sunshine struck hot on his fur, soft breezes caressed his heated brow, and after the seclusion of the cellarage he had lived in so long the carol of happy birds fell on his dulled hearing almost like a shout.
They're able to sing.
- Onlar şarkı söyleyebilirler.
I carried on singing.
- Ben şarkı söylemeyi sürdürdüm.
We sang as we walked.
- Yürürken şarkı söyledik.
We sang, danced and chatted after dinner.
- Biz akşam yemeğinden sonra şarkı söyledik, dansettik ve sohbet ettik.
The girls came singing toward the crowd.
- Kızlar kalabalığa doğru şarkı söyleyerek geldi.
Suddenly, my mother started singing.
- Aniden, annem şarkı söylemeye başladı.
She has never sung a song with him.
- O, onunla birlikte asla bir şarkı söylemedi.
Until last night, I had never sung in French.
- Dün geceye kadar, hiç Fransızca şarkı söylemedim.