They sang a Christmas carol.
The sunshine struck hot on his fur, soft breezes caressed his heated brow, and after the seclusion of the cellarage he had lived in so long the carol of happy birds fell on his dulled hearing almost like a shout.
I carried on singing.
- Ben şarkı söylemeyi sürdürdüm.
The girls came singing toward the crowd.
- Kızlar kalabalığa doğru şarkı söyleyerek geldi.
We sang, danced and chatted after dinner.
- Biz akşam yemeğinden sonra şarkı söyledik, dansettik ve sohbet ettik.
They sang on the stage in turn.
- Onlar sahnede sırayla şarkı söylediler.
I heard the boys singing.
- Ben erkek çocukların şarkı söylediğini duydum.
Suddenly, my mother started singing.
- Aniden, annem şarkı söylemeye başladı.
She has never sung a song with him.
- O, onunla birlikte asla bir şarkı söylemedi.
Tom hasn't sung in years.
- Tom yıllarca şarkı söylemedi.