şarkıcı

listen to the pronunciation of şarkıcı
Türkçe - İngilizce
singer

My favorite singer is Kylie Minogue. - Favori şarkıcım Kylie Minogue'dur.

It is a pity that the singer died so young. - Çok yazık, şarkıcı çok genç yaşta öldü.

(Konuşma Dili) songwriter
vocalist
professional singer

Tom didn't decide to become a professional singer until he was thirty. - Tom otuzuna kadar profesyonel bir şarkıcı olmaya karar vermedi.

They're professional singers. - Onlar profesyonel şarkıcı.

artiste
songster
songstress
chanter
pinup
musician

The world's greatest singers and most of its famous musicians have been fat or at least decidedly plump. - Dünyanın en büyük şarkıcıları ve ünlü müzisyenlerinin çoğu şişmandır ya da en azından bariz şekilde tombuldur.

crooner
melodist
şarkı
song

We enjoyed singing songs together. - Birlikte şarkı söylemekten hoşlandık.

I didn't know this song. - Bu şarkıyı bilmiyordum.

şarkıcı çocuk
(kilise) choirboy
melankolik şarkılar söyleyen şarkıcı
torch singer
şarkı
{i} ballad
şarkıcılar
singers

Mireille Mathieu is one of France's best singers. - Mireille Mathieu, Fransa'nın en iyi şarkıcılarından biridir.

He is among the best jazz singers. - En iyi jazz şarkıcıları arasındadır.

şarkı
smash
şarkı
track
alp şarkıcı kuşu
(Tabiat Doğa) (kuş, Fam: şarkıcı kuşları) [syn.: alp şarkıcı kuşu, büyük dağbülbülü] alpine accentor
erkek şarkıcı
baritone
kadın şarkıcı
songstress
mırıldanır gibi duygusal şarkılar söyleyen şarkıcı
crooner
oyundaki şarkıcı ve dans grubu
chorus
şarkı
(neşeli) carol
şarkı
lay
şarkı
(plâk) band
şarkı
song; chant
şarkı
cantus
şarkı
roundelay
şarkı
strain
şarkı
lieder
şarkı
ditty
Türkçe - Türkçe
Şarkı söyleyen, şarkı söyleme yeteneği olan veya mesleği şarkı söylemek olan kimse, muganni, muganniye
muganni
Şarkı
liet
Şarkı
şanson
şarkı
Divan edebiyatında bestelenmek için, dörtlükler biçiminde ve uyaklı olarak yazılmış olan şiir biçimi
şarkı
Tonlama değişiklikleriyle çeşitli duygular uyandıran uyumlu, ezgili insan sesleri dizisi
şarkı
Klasik Türk müziğinde aşk üzerine söylenen, nakaratı ve ara nağmesi olan parça: "Şirket vapurları, bir şarkının nakaratı gibi ikide bir geçerlerdi."- A. Ş. Hisar
şarkı
Ezgi, müzik parçası, melodi
şarkı
Klasik Türk müziğinde aşk üzerine söylenen, nakaratı ve ara nağmesi olan parça
şarkı
ır
şarkı
chant
şarkı
canto
şarkıcı