Suddenly, my mother started singing.
- Aniden, annem şarkı söylemeye başladı.
Linda stood up to sing.
- Linda şarkı söylemek için ayağa kalktı.
We all felt embarrassed to sing a song in public.
- Hepimiz halkın önünde bir şarkı söylemeye utandık.
Singing is an honest and pleasurable entertainment, but one must be careful to avoid singing or taking pleasure in listening to lewd songs.
- Şarkı söylemek dürüst ve zevk veren bir eğlence, ama insan müstehcen şarkılar söylememeye veya dinlememeye dikkat etmeli.
We enjoyed singing songs together.
- Birlikte şarkı söylemekten hoşlandık.
I carried on singing.
- Ben şarkı söylemeyi sürdürdüm.
I carried on singing.
- Ben şarkı söylemeyi sürdürdüm.
They're able to sing.
- Onlar şarkı söyleyebilirler.
They sang on the stage in turn.
- Onlar sahnede sırayla şarkı söylediler.
John played guitar and his friends sang.
- John gitar çaldı ve arkadaşları şarkı söyledi.
We enjoyed singing songs together.
- Birlikte şarkı söylemekten hoşlandık.
The girls came singing toward the crowd.
- Kızlar kalabalığa doğru şarkı söyleyerek geldi.
Have you ever sung in public?
- Herkesin önünde hiç şarkı söyledin mi?
She has never sung a song with him.
- O, onunla birlikte asla bir şarkı söylemedi.