şaka

listen to the pronunciation of şaka
Türkçe - İngilizce
joke

An Englishman, a Belgian and a Dutchman enter a pub and sit down at the counter. Says the barkeeper, Wait a minute, is this a joke or what? - İngiliz, Belçikalı ve Hollandalı bir meyhaneye girer ve tezgahta otururlar. Barmen söyler, Bir dakika bekleyin, bu bir şaka mı ne?

It was just a joke. Lighten up! - Sadece bir şakaydı.Aydınlat!

banter

The conversation started with friendly banter but ended in bruises. - Konuşma dostça şakayla başladı fakat morluklarla sona erdi.

Lucy was bantered by her grandparents. - Lucy'ye büyük ebeveynleri tarafından şaka yapıldı.

fun

It is impudent of you to make fun of adults. - Belden aşağı şakalar yapman terbiyesizlik.

Your jokes aren't funny. - Şakaların komik değil.

waggery
wheeze
witticism
Josh
humor
lark
chaff
sport
jest

The squirrel that you kill in jest, dies in earnest. - Şakacıktan öldürdüğün sincap ciddi olarak ölür.

Life is a jest, and all things show it, I thought so once, and now I know it. - Bir zamanlar hayatın bir şaka olduğunu, her şeyin de bunu gösterdiğini düşünürdüm. Artık biliyorum.

wisecrack
monkeyshines
game
badinage
pleasantry
quiz
hell
drollery
humour [Brit.]
waggishness
joke, jest, fun
prank

This had better not be some kind of prank. - Bu bir tür eşek şakası olmasa iyi olur.

Traditionally on April 1st, people pull pranks on each other. - Geleneksel olarak bir nisanda insanlar birbirlerine şakalar yaparlar.

{i} play

You should not play a joke on me. - Siz benimle şaka yapmamalısınız.

They were so playful. - Onlar çok şakacıydılar.

(deyim) fun and games
trick
booby trap
funnies

That is the funniest joke that I have ever heard. - Bu şimdiye kadar duyduğum en komik şaka.

raillery
crack

I didn't crack any jokes. - Ben hiç şaka yapmadım.

{i} quip
skit
jape
gag
joking

Don't take me seriously. I'm only joking. - Beni ciddiye almayın. Ben sadece şaka yapıyorum.

I can't tell if Tom is joking or not. - Tom'un şaka yapıp yapmadığını söyleyemem.

kidding

What are you laughing at? It's a fact. No kidding! - Neye gülüyorsun? Bu gerçek. Şaka yapmıyorum.

You've got to be kidding. - Şaka yapıyor olmalısın.

rib
{i} humour
şaka söylemek
joke
şaka maka
maka joke
şaka olarak, şaka diye, mahsus
in jest, I jest, off
Şaka değil
It's no joke
şaka bir yana
joking apart
şaka etmek
to kid someone, kid, joke
şaka etmek
chaff
şaka etmek
to joke
şaka gibi gelmek
(for something) to seem like a joke to (someone). (iş)
şaka götürmemek
not to be a joking matter
şaka götürmemek
to be no joking matter
şaka iken kaka olmak
(Konuşma Dili) (for something that began as a joke) to turn into a quarrel; (for a joke) to backfire
şaka kaldırmak
to be able to take a joke
şaka kaldırmaz
he can't take a joke
şaka kaldırmaz
she can't take a joke
şaka maka derken .... At first we thought it was a joke (but later we discovered
like a joke has now become a reality
şaka olarak
in joke
şaka olarak
for fun
şaka olarak
jestingly
şaka olarak
in jest
şaka olarak
as a joke

I meant it as a joke. - Ben onu şaka olarak söylemiştim.

I just meant it as a joke. - Onu sadece bir şaka olarak yaptım.

şaka olarak almak
treat smth. as a joke
şaka olarak söylemek
say in jest
şaka olarak söylemek
to say sth in jest
şaka olsun diye
for the fun of it, (just) for fun, (just) in fun
şaka söylemek
to joke, say something in fun
şaka söylemek
to joke
şaka söylemek
sport
şaka söylemek
jest
şaka yaparak
facetiously
şaka yapma
joking

This is no time for joking. - Şaka yapma zamanı değil.

Tom laughed before he realized Mary wasn't joking. - Tom Mary'nin şaka yapmadığını fark etmeden önce güldü.

şaka yapmak
to play a joke on sb; to joke, to jest, to kid
şaka yapmak
pull smb.'s leg
şaka yapmamak
to mean business
şaka yapıyor olmalısınız
You must be kidding
şaka yollu
tongue in cheek
şaka yollu
waggish
şaka yollu iğneleyen
pawky
şaka yapmak
{f} kid
kaba şaka
rag
kötü şaka
dirty joke
şaka yapmak
crack a joke
şaka yapmak
quip
şaka yapmak
lark around
Şaka yapmak
make a joke
şaka yapmak
make jokes
bayat şaka
wheeze
kaba şaka yapmak
rag
kötü şaka
trick
soğuk şaka
ribaldry
şaka yapmak
{f} jest
şaka yapmak
trifle
şaka yapmak
have a lark
şaka yapmak
lark about
şaka yapmak
crack jokes
şaka yapmak
{f} joke

I'm not good at making jokes. - Şaka yapmakta iyi değilim.

şaka yapmak
{f} lark
şaka yapmak
{f} josh
şaka yapmak
spoof
şaka yapmak
(Fiili Deyim ) joke about
şaka yapmak
{f} fool
şaka yapmak
{f} banter
Türkçe - Türkçe
(Osmanlı Dönemi) Meşakkatli ve güç
(Osmanlı Dönemi) Musibet ânında yakasını ve yüzünü yırtan kadın
Güldürmek, eğlendirmek amacıyla karşısındakini kırmadan yapılan hareket veya söylenen söz, latife: "İmamın şakasına ben de şaka ile mukabele ettim."- R. N. Güntekin
Latife
Güldürmek, eğlendirmek amacıyla karşısındakini kırmadan yapılan hareket veya söylenen söz, lâtife
(Hukuk) LATİFE
horata
bizle
ŞAKA'
(Osmanlı Dönemi) (ŞÜKU') Tulu etmek, doğmak
ŞAKA'
(Osmanlı Dönemi) Dağıtıp perâkende etmek
ŞAKA'
(Osmanlı Dönemi) (ŞIKA') Bedbahtlık
ŞAKA'
(Osmanlı Dönemi) Çıkmak, huruç etmek
ŞAKA'
(Osmanlı Dönemi) Yaramazlık
şaka etmek
Bir kimseye şaka yollu takılmak
şaka maka
Ağırlığını çok duymayarak
şaka yollu
bakınız: şaka yoluyla
şaka yoluyla
Ciddi bir şeye şaka görünümü vererek (söyleme, konuşma)
soğuk şaka
Hoş karşılanmayan, yersiz nükte veya sözle yapılan şaka
şaka