şahıs

listen to the pronunciation of şahıs
Türkçe - İngilizce
{i} person

Nothing is as difficult as becoming a person. - Hiçbir şey bir şahıs olmak kadar zor değil.

Tom isn't a bad person. - Tom kötü bir şahıs değil.

individual
person, individual
(a) character (in a play)
natural person
gram. person
person, individual " kişi, kimsa, zat; person" " kişi; character" kişi
party
figure

A sinister figure emerged from the shadows. - Gölgelerden uğursuz bir şahıs ortaya çıktı.

behalf
poll
subject
self
feller
cookie

İlgili Terimler

şahıs zamiri
personal pronoun kişi adılı
şahıs zamiri gram
personal pronoun
üçüncü şahıs
third party
birinci şahıs
first person
esas şahıs
(Askeri) base stake
hakiki şahıs
law natural person
hükmi şahıs
artificial person
hükmi şahıs
juristic person, artificial person
hükmi şahıs
judical person
hükmi şahıs
legal person
ikinci şahıs
second person
ikinci şahıs gram
the second person
kendisine miras kalan şahıs
(Kanun) heir
muhtelif şahıs hesabı
(Ticaret) sundry persons account
sayı veya şahıs gösteren
finite
üçüncü şahıs
the third person
üçüncü şahıs
third person
üçüncü şahıs gram
the third person
Türkçe - Türkçe
Kişi
Kimse, kişi, zat: "Yazılarınız da, şahıslarınız da birbirine benzemez."- P. Safa
(Osmanlı Dönemi) UTLE
(Osmanlı Dönemi) TALA'
(Osmanlı Dönemi) ŞEBEH

İlgili Terimler

ŞAHIS
(Osmanlı Dönemi) Belirten
ŞAHIS
(Osmanlı Dönemi) (şahs. dan) Ölçmek için dikilen ve işaret tutulan nişan
ŞAHIS ZAMİRİ
(Osmanlı Dönemi) İsim yerine kullanılan ve insanlara işaret eden kelimeler.Farsçada: $ (Men: ben), $ (Tu: sen), $ (U: o), $ (Mâ: biz), $ (Şümâ: siz), (İşân: onlar). Bunlar gayr-ı muttasıl (bitişik olmayan) zamirlerdir.Arapçada; gayr-ı muttasıl zamirler: $ (Ene: ben), $ (Ente-sen), $(Entümâ: ikiniz), $ (Hu: O), $ (Entüm: siz), (Entünne: siz) (Müennes), $ (Nahnu: biz), $ (Hüm: Onlar) (müzekker) $ (Hünne: Onlar) (müennes)
HÜKMÎ ŞAHIS
(Osmanlı Dönemi) Şahıs gibi muamele gören cemiyet, şirket gibi birlik teşkil eden müessese
şahıslar
(Osmanlı Dönemi) eşhâs
şahıs