I need a driver to take me to the station. It's raining.
- Beni istasyona götürecek bir şoför lâzım. Yağmur yağıyor.
Their father is a taxi driver.
- Onların babası bir taksi şoförüdür.
Before Tom became Mary's chauffeur, he was John's chauffeur.
- Tom Mary'nin şoförü olmadan önce John'un şoförüydü.
Tom had his chauffeur drive him to the theater.
- Şoförü Tom'u tiyatroya bıraktı.
You shouldn't talk to a bus driver while he's driving.
- O sürerken bir otobüs şoförüyle konuşmamak gerekir.