ısrar eden

listen to the pronunciation of ısrar eden
Türkçe - İngilizce
persistent
insisting
insistent
importunate
instant
{s} urgent
pertinacious
ısrar et
take into ones mind
ısrar et
persist

The boy persisted in his opinion. - Çocuk fikrinde ısrar etti.

He persisted in accomplishing his original plan. - O, orjinal planını başarıyla tamamlamakta ısrar etti.

ısrar et
take into one's mind
ısrar et
insist

She insisted that I should pay the bill. - Benim faturayı ödemem gerektiği konusunda ısrar etti.

The millionaire insisted on acquiring the masterpiece no matter how much it cost. - Maliyeti ne kadar olursa olsun, milyoner sanat eserini alma konusunda ısrar etti.

ısrar et
importune
ısrar eden