ılık ılık

listen to the pronunciation of ılık ılık
Türkçe - İngilizce
1. tepidly, lukewarmly. 2. (a wind's blowing) warmly. 3. (tears' or blood's streaming) warmly or hotly
ılık
tepid
ılık
warm

I like my soup to be warm, not hot. - Çorbamı ılık severim, sıcak değil.

A warm, sunny day is ideal for a picnic. - Ilık, güneşli bir gün piknik için idealdir.

ılık
lukewarm

The air was humid and lukewarm. - Hava nemli ve ılıktı.

ılık
tepid, lukewarm
ılık
mild

We're having a mild winter. - Bu yıl ılık bir kış geçirdik.

ılık
balmy

The weather was balmy. - Hava ılık ve yumuşaktı.

ılık olarak
tepidly
ılık yaş pansuman
(Tıp) foment
ılık ütü
(Tekstil) hot pressing
ılık
warmish
ılık su
warm water
bugün hava ılık
Today it's warm
ılık
lukewarm, tepid; temperate, balmy
ılık
warmish, mild (weather)
ılık bölge
(Çevre) warm zone
ılık kuru rüzgar
(Havacılık) foehn
ılık olarak
lukewarmly
Türkçe - Türkçe
Ilık olarak
ILIK
(Osmanlı Dönemi) Ne sıcak ne soğuk. Az ısınmış veya sıcaklığı kırılmı
ılık
Soğukla sıcak arası, ne soğuk ne de sıcak
ılık
Soğukla sıcak arası, ne soğuk ne de sıcak: "Ilık, parlak bir güneş her tarafı ısıtıyordu."- Ö. Seyfettin
ılık ılık