Onunla gidemediğim için üzgünüm. - I am sorry that I could not go with her.
Onunla gidemediğim için üzgünüm.
I am sorry that I could not go with her.
Sizi beklettiğim için üzgünüm. - I am sorry to have kept you waiting.
Sizi beklettiğim için üzgünüm.
I am sorry to have kept you waiting.
... I'm really sorry. ...
... I'M SORRY, JACK. ...