üslûp

listen to the pronunciation of üslûp
Türkçe - Türkçe
Sanatçının görüş, duyuş, anlayış ve anlatıştaki özelliği veya bir türün, bir çağın kendine özgü anlatış biçimi, biçem, tarz, stil
Bir sanatçıya, bir çağa veya bir ülkeye özgü teknik, renk, biçimlendirme ve söyleyiş özelliği, biçem
Oluş, deyiş veya yapış biçimi, tarz
(Osmanlı Dönemi) tarz, yol, biçim; ifâde tarzı
reviş
ÜSLUP
(Hukuk) Tarz,biçim; konuşma,yazma veya yapmada kullanılan özel tarz
üslup
Oluş, deyiş veya yapış biçimi, tarz: "Akşam içinde en büyük üstatların eserleri kadar mükemmel ve muhteşem olan tabiat bize bir eda ve üslup dersi verir."- A. Ş. Hisar
üslup
Bir sanatçıya, bir çağa veya bir ülkeye özgü teknik, renk, biçimlendirme ve söyleyiş özelliği, biçem: "Bu üslup ruhumun yazıma akseden hâletini gösteriyor."- R. H. Karay
üslup
Sanatçının görüş, duyuş, anlayış ve anlatıştaki özelliği veya bir türün, bir çağın kendine özgü anlatış biçimi, biçem, tarz, stil: "Üslup beyan aynıyla insandır."- Y. K. Beyatlı
süslü üslûp
Türlü edebî sanatlarla süslenmiş üslûp
yalın üslûp
Uzatmalardan, parlak hayalî buluşlardan, süslü benzetmelerden, istiarelerden uzak üslûp
Üslup
stil
Üslup
biçem
Üslup
(Osmanlı Dönemi) FENEN
üsluplar
(Osmanlı Dönemi) esâlib
üslûp