üret

listen to the pronunciation of üret
Türkçe - İngilizce
{f} generating
come up with

In my free time, I come up with plans to create more free time. - Boş zamanımda daha fazla boş zaman yaratma planları üretiyorum.

{f} manufacture

Robots are used to manufacture cars. - Robotlar araba üretmek içindir.

The company manufactures a variety of paper goods. - Şirket, çeşitli kağıt ürünleri üretmektedir.

generate

Nuclear power is used to generate electricity. - Nükleer enerji elektrik üretmek için kullanılır.

This dam has generated a lot of electricity. - Bu baraj büyük miktarda elektrik üretti.

{f} produce

This factory produces CD players. - Bu fabrika, CD çalarlar üretiyor.

If you are a member of a primitive community and you wish to produce, say, food, there are two things that you must do. - Eğer ilkel bir topluluğun bir üyesi isen ve üretmek istersen, örneğin, yiyecek,yapman gereken iki şey vardır.

bring out
{f} producing

Man is the only creature that consumes without producing. He does not give milk, he does not lay eggs, he is too weak to pull the plough, he cannot run fast enough to catch rabbits. - İnsan, üretmeden tüketen tek yaratıktır. Süt vermez, yumurtlamaz, pulluğu çekmek için çok zayıf, tavşanları yakalamak için yeterince hızlı koşamaz.

The factory is producing a new type of car. - Fabrika, yeni cins bir araba üretiyor.

{f} produced

Artificial light is produced by electricity. - Yapay ışık elektrikle üretilir.

His mobile phone produced radio emissions that interfered with other phones. - Onun cep telefonu, diğer telefonları engelleyen radyo emisyonu üretti.

{f} manufacturing

Let's bring manufacturing jobs back to America. - Üretim işlerini Amerika'ya geri getirelim.

They are manufacturing TV sets in this factory. - Onlar bu fabrikada TV setleri üretiyorlar.

bring#out
rapor üret
(Bilgisayar) generate report
üre
(Denizbilim) urine
üre
urea
üre
carbamide
üre
procreate
üre
{f} breeding

To the best of my knowledge, this chemical will prevent germs from breeding. - Bildiğim kadarıyla, bu kimyasal mikropların üremesini engelleyecek.

This chemical will prevent germs from breeding. - Bu kimyasal mikropların üremesini engeller.

basamak üret
(Bilgisayar) generate digits
toplu üret
mass produce
tuzak üret
(Bilgisayar) generate trap
üre
ureal
üre
{f} manufacturing

We are planning changes to the manufacturing process. - Biz üretim sürecinde değişiklikler planlıyoruz.

Let's bring manufacturing jobs back to America. - Üretim işlerini Amerika'ya geri getirelim.

Türkçe - Türkçe

üret teriminin Türkçe Türkçe sözlükte anlamı

Üre
kaurit tutkalı
üre
Yapay reçine verniği ve tutkalı üretiminde kullanılan billursu toz
üre
Süt ve darı ile yapılan tatlı
üre
Memelilerde protein metabolizmasının son ürünü olan ve idrarla dışarı atılan bileşik
üre
Vücutta biriken azotlu bileşik
üre
Tarımda kullanılan azotlu gübre
üre
Azotlu besinlerin vücutta yanmasıyla oluşan, erimiş bir durumda idrarla dışarı atılan azotlu madde
üre
Sakarya iline özgü bir tür köfte
üre
Yapay reçine verniği ve tutkalı üretiminde kullanılan temel gereçlerden beyaz, billursu toz
üre
Memelilerde pratein metobolizmasının son ürünü olan madde
üre
Yapay reçine verniği ve tutkalı üretiminde kullanılan beyaz ve billursu toz
üre
Sakarya iline özgü bir tatlı
üret