Zorlukların üstesinden gelmek zorundasın.
- You have to overcome the difficulties.
O, bir sürü engelin üstesinden gelmek zorundaydı.
- He had to overcome a lot of obstacles.
Onlar korkularının üstesinden gelebilirler.
- They can overcome their fear.
Yüksek yen değerinin nasıl üstesinden gelineceği büyük bir sorundur.
- How to overcome the high value of the yen is a big problem.
Utangaçlığımı atlatmaya çalıştım, ama boşuna.
- I have tried to overcome my shyness, but to no avail.