The Japanese language has many distinctive characteristics.
- Japon dilinin birçok ayırt edici özellikleri var.
The botanist carefully recorded the morphological characteristics of the trees.
- Botanikçi dikkatle ağaçların morfolojik özellikleri kaydetti.
Could you explain all the safety features to me once again?
- Bana bir kez daha tüm güvenlik özelliklerini açıklayabilir misin?
It's a feature, not a bug.
- Bu bir özellik, bir hata değil.
Superconductivity is a physical property.
- Üstüniletkenlik fiziksel bir özelliktir.
Superconductivity is a physical property.
- Aşırıiletkenlik fiziksel bir özelliktir.
These are characteristics of the spoken language.
- Bunlar, konuşulan dilin özellikleridir.
The botanist carefully recorded the morphological characteristics of the trees.
- Botanikçi dikkatle ağaçların morfolojik özellikleri kaydetti.
Specifications and price are subject to change.
- Teknik özellikler ve fiyat değişebilir.
The lecturer spoke generally about American literature and specifically about Faulkner.
- Konferansçı genel olarak Amerikan edebiyatı ve özellikle Faulkner hakkında konuştu.
Japan has many different characteristics.
- Japonya'nın birçok farklı özellikleri var.
The botanist carefully recorded the morphological characteristics of the trees.
- Botanikçi dikkatle ağaçların morfolojik özellikleri kaydetti.
Woman's intuition is clearly a valuable trait.
- Kadının sezgisi açıkça değerli bir özelliktir.
North Africans are more or less like Italians. We're all people who live around the Mediterranean Sea and we share many cultural traits.
- Kuzey Afrikalılar az çok İtalyanlar gibidirler. Hepimiz Akdeniz çevresinde yaşayan insanlarız ve birçok kültürel özellikleri paylaşırız.
I want to emphasize this point in particular.
- Ben özellikle bu konuyu vurgulamak istiyorum.
The teacher particularly emphasized that point.
- Öğretmen özellikle o noktaya vurgu yaptı.
Specifications and price are subject to change.
- Teknik özellikler ve fiyat değişebilir.
I have nothing in particular to do tomorrow.
- Yarın özellikle yapacak bir şeyim yok.
Tom wasn't feeling particularly talkative.
- Tom özellikle konuşkan hissetmiyordu.
It is important to pay special attention to your love life.
- Aşk hayatına özellikle dikkat etmen önemlidir.
Could you explain all the safety features to me once again?
- Bana bir kez daha tüm güvenlik özelliklerini açıklayabilir misin?
Because of its origins, Canadian English has features of both American and British English.
- Onun kökeninden dolayı, Kanada İngilizcesi hem Amerikan hem de İngiliz İngilizcesi ile ilgili özelliklere sahiptir.