She devoted her life to helping the handicapped.
- O, özürlülere yardım etmek için hayatını adadı.
She is handicapped by poor hearing.
- O kötü işitmekten özürlü.
I fixed the house for the disabled man.
- Özürlü insanlar için evi tamir ettim.
Tom is partly disabled.
- Tom kısmen özürlüdür.