He was not aware that the praise was a satire in disguise.
- O, övgünün kılık değiştirmiş bir hiciv olduğunu fark etmedi.
Tom was singled out for praise.
- Tom övgüye değer seçildi.
Tom showered Mary with compliments.
- Tom, Mary'ye övgüler yağdırdı.
Tom is always fishing for compliments.
- Tom her zaman övgü için balık tutuyor.
His new book received accolades from the magazines.
- Yeni kitabı dergilerden övgü aldı.
His first answer was laudable.
- Onun ilk cevabı övgüye değerdi.