My team has never advanced beyond the quarter-finals.
- Takımım hiç çeyrek finalden öteye gidemedi.
They walked three miles farther.
- Onlar üç mil öteye yürüdü.
He went no farther than the gate.
- Kapıdan daha öteye gitmedi.
Recently, the increasing diversity of computer use has extended far beyond the realms of the office.
- Son zamanlarda, bilgisayar kullanımında artan çeşitlilik, ofis alanlarının çok ötesine uzandı.
This work is beyond my grasp.
- Bu iş benim kavramamın ötesindedir.
He is above doing such a thing.
- O öyle bir şey yapmanın ötesinde.
We live about three miles above this bridge.
- Bu köprünün yaklaşık üç mil ötesinde yaşıyoruz.
The post office is just past the bank.
- Postane tam bankanın ötesinde.
They walked three miles farther.
- Onlar üç mil öteye yürüdü.
The questions involved go far beyond economics.
- Söz konusu sorular ekonominin çok ötesine geçiyor.
Sami was on the other side.
- Sami öteki taraftaydı.