The patient was quite beyond help, so that the doctors could do no more.
- Hasta yardım almanın ötesindeydi, onun için doktorlar daha fazlasını yapamadı.
This work is beyond my grasp.
- Bu iş benim kavramamın ötesindedir.
You must, above all, be faithful to your friends.
- Her şeyin ötesinde arkadaşlarına sadık olmalısın.
He is above doing such a thing.
- O öyle bir şey yapmanın ötesinde.
The post office is just past the bank.
- Postane tam bankanın ötesinde.
Its modernization was far beyond my expectations.
- Onun modernizasyonu beklentilerimin çok ötesindeydi.
They walked three miles farther.
- Onlar üç mil öteye yürüdü.
Sami was on the other side.
- Sami öteki taraftaydı.