He is the foremost authority on heart surgery.
- Kalp cerrahisinde en önde gelen otoritedir.
Mary is the country's foremost expert on the conflict in Syria.
- Mary ülkenin Suriye'deki çatışma konusundaki en önde gelen uzmanıdır.
Some prominent tennis players behave like spoiled brats.
- Bazı önde gelen tenis oyuncuları şımarık çocuklar gibi davranırlar.
Sami was a prominent plastic surgeon.
- Sami önde gelen bir plastik cerrahtı.
China is the world's leading producer of rice.
- Çin dünyanın önde gelen pirinç üreticisidir.
The World Health Organization says alcohol abuse is the third leading cause of death and disability in the world.
- Dünya Sağlık Örgütü alkolün kötü kullanımının dünyada ölümün ve sakatlığın önde gelen üçüncü sebebi olduğunu söylüyor.
In 776 B.C., the first Olympic Games were held at the foot of Mount Olympus to honor the Greeks' chief god, Zeus.
- Yunanların önde gelen tanrısı Zeus'u şereflendirmek için İsa'dan Önce 776'da ilk Olimpiyat oyunları Olimpos Dağının eteğinde düzenlendi.
In 776 B.C., the first Olympic Games were held at the foot of Mount Olympus to honor the Greeks' chief god, Zeus.
- Yunanların önde gelen tanrısı Zeus'u şereflendirmek için İsa'dan Önce 776'da ilk Olimpiyat oyunları Olimpos Dağının eteğinde düzenlendi.