First of all, we have to plant all these seeds.
- Öncelikle bütün bu tohumları ekmek zorundayız.
Our goal is primarily educational.
- Amacımız öncelikle eğitimle ilgili.
A happy life primarily consists of freedom from worry.
- Mutlu bir hayat öncelikle endişeden özgürlükten oluşur.
Whoever wants to marry her must first convince her father.
- Onunla evlenmek isteyen öncelikle onun babasını ikna etmelidir.
Please fill out this form first.
- Öncelikle bu formu doldurun, lütfen.
Let me first and foremost ask you a few questions, and then we'll fix a date for the installation.
- Öncelikle size birkaç soru sormama izin verin ve ardından kurulum için bir tarih ayarlayacağız.
To begin with, the funds are not sufficient for running a grocery store.
- Öncelikle,devlet tahvilleri bir bakkal dükkânı çalıştırmak için yeterli değiller.
To begin with, this is a lie.
- Öncelikle, bu bir yalan.
You should have mentioned it at the outset.
- Öncelikle ondan bahsetmeliydiniz.
Being less urgent, this plan is lower in priority.
- Plan öncelik ve aciliyeti düşürmektedir.
That's not exactly a top priority.
- O tam bir ileri öncelik değil.
It's a priority, not a preference.
- Bu bir tercih değil, önceliktir.