ölürcesine

listen to the pronunciation of ölürcesine
Türkçe - İngilizce
ghastly
In a ghastly manner

He turned ghastly pale on hearing the news.

Horrifyingly shocking
Extremely bad

The play was simply ghastly.

{a} horrid, shocking, frightful, like aghost
hideous
If you describe someone or something as ghastly, you mean that you find them very unpleasant. a mother accompanied by her ghastly unruly child It was the worst week of my life. It was ghastly. = awful
{s} frightening; grisly, gruesome; terrible; shocking; dreadful; deathly pale
shockingly repellent; inspiring horror; "ghastly wounds"; "the grim aftermath of the bombing"; "the grim task of burying the victims"; "a grisly murder"; "gruesome evidence of human sacrifice"; "macabre tales of war and plague in the Middle ages"; "macabre tortures conceived by madmen"
Horrible; shocking; dreadful; hideous
Like a ghost in appearance; deathlike; pale; pallid; dismal
In a ghastly manner; hideously
gruesomely indicative of death or the dead; "a charnel smell came from the chest filled with dead men's bones"; "ghastly shrieks"; "the sepulchral darkness of the catacombs"
öl
{f} deceased

A monument was erected in memory of the deceased. - Ölenin anısına bir anıt dikildi.

He got down on his knees and prayed for the souls of the deceased. - Dizlerinin üzerine çöktü ve ölenlerin ruhları için dua etti.

öl
pass away

The patient may pass away at any moment. - Hasta herhangi bir anda ölebilir.

We won't let you pass away. - Ölmene izin vermeyeceğiz.

öl
{f} dying

Dying is not the opposite of living: we spend our life living while we don't spend our death dying. - Ölüm yaşamın zıttı değildir: biz ölümümüzü ölürken geçirmezken hayatımızı yaşarken geçiririz.

Dying is nothing. So start with living, it's less funny and it lasts longer. - Ölüm hiçbir şey. Bu yüzden yaşamla başla, daha az komik ve daha uzun sürer.

öl
{f} die

My father died of cancer. - Babam kanserden öldü.

Ivy Bean, the oldest user of both Facebook and Twitter, died at 104. - Hem Facebook'un hem de Twitter'ın en yaşlı üyesi olan Ivy Bean, 104 yaşında öldü.

öl
decease

A monument was erected in memory of the deceased. - Ölenin anısına bir anıt dikildi.

He got down on his knees and prayed for the souls of the deceased. - Dizlerinin üzerine çöktü ve ölenlerin ruhları için dua etti.

öl
perish

If a mouse only has one hole, it will soon perish. - Bir farenin sadece tek bir deliği varsa, kısa sürede ölür.

We must learn to live together as brothers, or we will perish together as fools. - Erkek kardeşler gibi birlikte yaşamayı öğrenmeliyiz, ya da aptallar gibi birlikte öleceğiz.

öl
died

Anime director Satoshi Kon died of pancreatic cancer on August 24, 2010, shortly before his 47th birthday. - Anime yönetmeni Satoshi Kon, kırk yedinci doğum gününden kısa süre önce 24 Ağustos 2010 tarihinde pankreas kanserinden öldü.

Dalida died from an overdose of sleeping pills. - Dalida aşırı dozda uyku hapından öldü.

Türkçe - Türkçe

ölürcesine teriminin Türkçe Türkçe sözlükte anlamı

öl
ıslaklık, nem
öl
Toprağın nemi
öl
Toprağın nemi, yaşlık, höl
ölürcesine