ölçerek

listen to the pronunciation of ölçerek
Türkçe - İngilizce
measuring
past participle of to measure
the act or process of measuring; "the measurements were carefully done"; "his mental measurings proved remarkably accurate"
{i} taking of dimensions
Used in, or adapted for, ascertaining measurements, or dividing by measure
A measuring jug, cup, or spoon is specially designed for measuring quantities, especially in cooking
ölç
quantify
ölç
{f} measure

He measured the length of the bed. - Yatağın uzunluğunu ölçtü.

What are the measures of time? - Zamanın ölçüsü nedir?

ölç
admeasure
ölç
{f} measured

He measured the length of the bed. - Yatağın uzunluğunu ölçtü.

We measured the depth of the river. - Nehrin derinliğini ölçtük.

ölç
{f} measuring

I wonder how a government would go about measuring gross national happiness. - Bir hükümetin gayri safi mutluluk ölçme hakkında nasıl hareket edeceğini merak ediyorum.

The thermometer is an instrument for measuring temperature. - Termometre, sıcaklık ölçmek için bir araçtır.

ölç
{f} gauge

This test will gauge your reading comprehension. - Bu test senin okuma kavrayışını ölçecek.

He wears a 6 gauge earring. - O bir 6 ölçü küpe takıyor.

ölç
moderate

Taking moderate exercise is good for the health. - Ölçülü düzeyde egzersiz yapmak sağlık için yararlıdır.

My grandfather does moderate exercise every morning, which is why he is strong and healthy. - Büyükbabam her sabah ölçülü egzersiz yapar, güçlü ve sağlıklı olmasının nedeni budur.

ölç
benchmark
ölçerek