ödevi

listen to the pronunciation of ödevi
Türkçe - İngilizce

ödevi teriminin Türkçe İngilizce sözlükte anlamı

ödev
homework

Translating sentences on Tatoeba is more fun than doing homework. - Tatoeba'da cümleleri çevirmek ev ödevi yapmaktan daha eğlenceli.

I can't go out because I have a lot of homework. - Dışarıya çıkamam çünkü çok ödevim var.

ödev
assignment

Work on the assignment in small groups. - Küçük gruplar halinde ödev üzerinde çalışın.

I was just wondering why you haven't yet turned in your homework assignment. - Sadece ev ödevinizi henüz niçin teslim etmediğinizi merak ediyordum.

ödev
duty

A right without a duty is a privilege. - Ödevsiz hak, ayrıcalıktır.

A right without a duty is a privilege. - Ödevsiz hak, imtiyazdır.

ödev
function
ödev
theme
dönem ödevi
(Eğitim) term paper

Tom is working on a term paper. - Tom bir dönem ödevi üzerinde çalışıyor.

She's working on a term paper. - O, bir dönem ödeviyle ilgili çalışıyor.

bitirme ödevi
thesis
ödev
(Eğitim) coursework
ödev
(Dilbilim) tasks
ödev
assignment (given to a pupil or student)
ödev
schoolwork

Tom is doing well in his schoolwork. - Tom okul ödevini iyi yapıyor.

Tom did his schoolwork at the kitchen table. - Tom mutfak masasında ödevini yaptı.

ödev
incumbency
ödev
task

Although he was writing carefully, he had many mistakes in his writing task. - O, çok dikkatli yazmasına rağmen, yazma ödevinde çok sayıda hataları vardı.

dönem ödevi
term homework
performans ödevi
Performance homework
ödev
obligation
ev ödevi
homework, prep
ev ödevi
prep

After all, you had homework to prepare. - Ayrıca hazırlayacak ev ödevin vardı.

okul ödevi
schoolwork

Tom is doing well in his schoolwork. - Tom okul ödevini iyi yapıyor.

proje ödevi
(Eğitim) project paper
ödev
duty, obligation
ödev
duty, obligation; homework
Türkçe - Türkçe

ödevi teriminin Türkçe Türkçe sözlükte anlamı

Ödev
vazife
ödev
Öğretmenin öğrencilere verdiği çalışma
ödev
Yapılması, yerine getirilmesi, insanlık duygusu, töre veya yasa bakımından gerekli olan iş veya davranış, vazife
ödev
Yapılması, yerine getirilmesi, insanlık duygusu, töre veya yasa bakımından gerekli olan iş veya davranış, vazife: "Doktor da rahattır. Ödevini yapmıştır."- H. Taner. Öğretmenin öğrencilere verdiği çalışma