ödenme

listen to the pronunciation of ödenme
Türkçe - İngilizce
defrayal
acquittance
öde
{f} pay

I'll pay the money for your lunch today. - Bugün senin öğle yemeğin için parayı ben ödeyeceğim.

How much did you pay for him? - Onun için ne kadar ödedin?

ödenmek
paid

I'm actually paid to do this. - Aslında bunu yapmak için bana para ödenmektedir.

öde
defray
öde
repay

I only wish there was some way I could repay you. - Keşke sadece sana geri ödeyebileceğim bir yol olsa.

I have some debts to repay. - Geri ödeyecek bazı borçlarım ar.

öde
{f} paid

I paid him five dollars. - Ona beş dolar ödedim.

I paid her five dollars. - Ona beş dolar ödedim.

öde
shell out
ödenmek
(Fiili Deyim ) pay by
Türkçe - Türkçe
Ödenmek işi
ödenmek
Ödeme işine konu olmak
ödenmek
Ödeme işine konu olmak: "Buğday, ot, deve ve tekmil hizmetler Suriye'de bütün harp müddeti altınla ödenmiştir."- F. R. Atay