ödemeli teriminin Türkçe İngilizce sözlükte anlamı
- collect (telephone call, telegram)
- (something) which has been sent C.O.D. (cash on delivery)
- (sending something) C.O.D.; "Paketi ödemeli yolladım. - I sent the package C.O.D.; (making a telephone call, sending a telegram) collect
- cash on-delivery, COD
- (sending something) C.O.D.: Paketi ödemeli yolladım. I sent the package C.O.D.; (making a telephone call, sending a telegram) collect
- redeemable
- collect
I want to make a collect call to Japan.
- Japonya'ya bir ödemeli arama yapmak istiyorum.
I'd like to make a collect call to Japan.
- Japonya'ya ödemeli bir arama yapmak istiyorum.
- reverse charge
- cash on delivery
- cash
- ödeme
- payment
According to the terms of the contract, your payment was due on May 31st.
- Sözleşme şartlarına göre, ödemenizin vadesi 31 Mayısta idi.
Can I use a credit card for payment?
- Ödeme için kredi kartı kullanabilir miyim?
- ödeme
- pay
They shut his water off because he didn't pay the bill.
- Faturayı ödemediği için suyu kestiler.
I demanded that he should pay.
- Onun ödemesi gerektiğini iddia ettim.
- ödemeli arama
- collect call
- ödemeli arama yapmak istiyorum
- I want to make a collect call
- ödemeli aramak
- reverse the charge
- ödemeli aramak
- reverse the charges
- ödemeli göndermek
- (Ticaret) send collect
- ödemeli görüşme
- reverse charge call
- ödemeli konuşma
- reverse-charge call, collect call
- ödemeli olarak göndermek
- (Ticaret) send payable
- ödemeli telefon
- collect call
- ödemeli telefon görüşmesi yapmak
- to reverse (the) charge(s), to call collect
- ödeme
- redemption
- ödeme
- (Ticaret) cash delivery
- ödeme
- (Ticaret) outlay
- ödeme
- imbursement
- ödeme
- prestation
- ödeme
- (Ticaret) liquidate
- ödeme
- (Askeri,Kanun) reimbursement
I was excited by the promise of reimbursement from my purchase.
- Satın alma işlemimden geri ödeme sözü ile heyecanlıydım.
- ödeme
- credit
Can I use a credit card for payment?
- Ödeme için kredi kartı kullanabilir miyim?
I'd like to pay by credit card.
- Kredi kartıyla ödemek istiyorum.
- ödeme
- (Ticaret) acquit
- ödeme
- disbursal
- ödeme
- payoff
- ödeme
- settlement
- ödeme
- consideration
- ödeme
- paying
In the U.S., it is common for people to write a check instead of paying cash.
- ABD'de, insanların nakit ödeme yerine bir çek yazmaları yaygındır.
He left the restaurant without paying.
- Ödeme yapmadan restorandan ayrıldı.
- karşı ödemeli
- (Telekom) collect call
- ödeme
- pay to
- ekses ücreti ödemeli
- overweight charge
- peşin ödemeli
- cash price
- ödeme
- inpayment
- ödeme
- (günah) atonement
- ödeme
- satisfaction
- ödeme
- disbursement
- ödeme
- redress
- ödeme
- discharge
- ödeme
- rendering
- ödeme
- remuneration
- ödeme
- conciliation
- ödeme
- (Hukuk) disbursement, payment, settlement
- ödeme
- clearance
- ödeme
- repayment
He impatiently asked for repayment.
- O sabırsızlıkla ödeme istedi.
- ödeme
- payment, pay
- ödeme
- render
- ödeme
- disburse