Her occupation is teaching.
- Onun mesleği öğretmenliktir.
This is the school where she is teaching.
- Burası, onun öğretmenlik yaptığı okul.
Are you a teacher? Yes, I am.
- Siz bir öğretmen misiniz? Evet, ben bir öğretmenim.
Yumi will become a teacher.
- Yumi öğretmen olacak.
Tom has gone to Boston to teach.
- Tom öğretmenlik yapmak için Boston'a gitti.
Tom became bored with teaching and he looked for a new job.
- Tom öğretmenlik yapmaktan sıkıldı ve yeni bir iş aradı.
I've been a ski instructor for three years.
- Üç yıldır bir kayak öğretmeniyim.
My driving instructor says that I need to be more patient.
- Sürücü öğretmenim daha sabırlı olmam gerektiğini söylüyor.
The teacher said that you need to master the subject.
- Öğretmen konuyu öğrenmen gerektiğini söyledi.
Newton became Warden of the Royal Mint in 1696. He became Master of the Royal Mint in 1699.
- 1696'da Newton darphane müdürü oldu. 1699'da darphane öğretmeni oldu.
You are a schoolteacher, aren't you?
- Sen bir öğretmensin, değil mi?
Tom's dream is to be a schoolteacher.
- Tom'un hayali bir öğretmen olmak.
Why don't you ask your teacher for advice?
- Neden öğretmenine danışmıyorsun?
Don't hesitate to ask your teacher a question.
- Öğretmenine soru sormaya çekinme.
What's her professor's name?
- Onun öğretmeninin adı nedir?
What's his professor's name?
- Onun öğretmeninin adı nedir?
Hocasının adı neymiş?
- Öğretmeninin ismi ne?