öğretilebilir

listen to the pronunciation of öğretilebilir
Türkçe - İngilizce
teachable
impartible
öğret
{f} taught

He taught himself French. - Kendisine Fransızca öğretti.

While employed at the bank, he taught economics at college. - Bankada görevlendirildiğinde ,kolejde ekonomi öğretti.

öğret
{f} teach

I know that you're a teacher. - Sizin bir öğretmen olduğunuzu biliyorum.

Are you a teacher? Yes, I am. - Siz bir öğretmen misiniz? Evet, ben bir öğretmenim.

öğret
{f} enlightened
öğret
instruct

The story is at once interesting and instructive. - Hikaye hem ilginç hem de öğretici.

My driving instructor says I should be more patient. - Sürüş öğretmenim daha sabırlı olmam gerektiğini söylüyor.

öğret
{f} edifying
öğret
{f} teaching

All our teachers were young and loved teaching. - Tüm öğretmenler gençtiler ve öğretmeyi sevdiler.

I am very tired from teaching. - Öğretmekten çok yoruldum.

öğret
edify
öğret
school

My father teaches English at a high school. - Babam, bir lisede İngilizce öğretiyor.

This is the school where she is teaching. - Burası, onun öğretmenlik yaptığı okul.

öğret
schooling
öğretilebilir