That country is turning into a society with high education.
- O ülke yüksek öğrenim görmüş bir topluma dönüşüyor.
My brother went to the United States to study law.
- Erkek kardeşim hukuk öğrenimi için Amerika'ya gitti.
Although the pressure of studying at the University of Cambridge is very high, many students still have time to go out and have fun.
- Cambridge Üniversitesi'nde öğrenim zorluğu çok yüksek olmasına rağmen, çok sayıda öğrencinin hâlâ dışarı çıkmak ve eğlenmek için zamanı var.
My brother in Boston is studying to become a teacher.
- Boston'daki erkek kardeşim öğretmen olmak için öğrenim görüyor.
Language learning is like the number system; it has a beginning but doesn't have an end.
- Dil öğrenimi sayı sistemi gibidir; onun bir başlangıcı vardır ama sonu yoktur.
My dream is to study French in Paris.
- Hayalim, Paris'te Fransızca öğrenim görmektir.
If you can't go to an English-speaking country to study, perhaps you can find an English native speaker living nearby that can help you learn English.
- Öğrenim görmek için İngilizce konuşan bir ülkeye gidemiyorsanız, belki İngilizce öğrenmenize yardım edebilecek yakında yaşayan ana dili İngilizce olan birini bulabilirsiniz.