öğrenelim

listen to the pronunciation of öğrenelim
Türkçe - İngilizce
Let us know
öğren
learn

Learning a foreign language is difficult. - Yabancı dil öğrenmek zordur.

It's difficult to learn a foreign language. - Yabancı dil öğrenmek zordur.

öğren
{f} learning

She is learning the piano. - O, piyanoyu öğreniyor.

That didn't happen when I was learning Esperanto. - O Esparanto öğrenirken olmadı.

öğren
{f} learned

I learned a lot about Greek culture. - Yunan kültürü hakkında çok şey öğrendim.

To win his audience, the speaker resorted to using rhetorical techniques he learned from his communication courses. - Seyircisini kazanmak için konuşmacı, iletişim kurslarından öğrendiği retorik teknikleri kullanarak başvurdu.

öğren
{f} learnt

What I have learnt is not just the Chinese language, but something about the country itself as well. - Sadece Çince dilini değil ama aynı zamanda ülkenin kendisi hakkında da bir şeyler öğrendim.

I learnt nothing from the teacher. - Öğretmenden hiçbir şey öğrenmedim.

öğren
internalize