öğren

listen to the pronunciation of öğren
Türkçe - İngilizce
learn

One of my dreams is to learn Icelandic. - Hayallerimden biri İzlandaca öğrenmek.

It's hard to learn a foreign language. - Yabancı dil öğrenmek zordur.

{f} learning

I am learning Japanese to play mahjong in Japan. - Japoncayı Japonya'da mahjong oynamak için öğreniyorum.

She is learning the piano. - O, piyanoyu öğreniyor.

{f} learned

Finally we have learned the truth. - Sonunda,gerçeği öğrendik.

I learned to play guitar when I was ten years old. - On yaşındayken gitar çalmayı öğrendim.

{f} learnt

Soon learnt, soon forgotten. - Çabuk öğrenilirse, çabuk unutulur.

I've learnt nothing from the teacher. - Öğretmenden hiçbir şey öğrenmedim.

internalize