öğren

listen to the pronunciation of öğren
Türkçe - İngilizce
learn

It's hard to learn a foreign language. - Yabancı dil öğrenmek zordur.

Learning a foreign language is difficult. - Yabancı dil öğrenmek zordur.

{f} learning

She is learning the piano. - O, piyanoyu öğreniyor.

That didn't happen when I was learning Esperanto. - O Esparanto öğrenirken olmadı.

{f} learned

I learned to play guitar when I was ten years old. - On yaşındayken gitar çalmayı öğrendim.

Finally we have learned the truth. - Sonunda,gerçeği öğrendik.

{f} learnt

Tom learnt from Mr Ogawa that many people have scorn for the nouveau riche. - Tom birçok insanın sonradan görme insanları küçümsediğini Bay Ogawa'dan öğrendi.

I've learnt nothing from the teacher. - Öğretmenden hiçbir şey öğrenmedim.

internalize
öğren