çubuk teriminin Türkçe İngilizce sözlükte anlamı
- stick
Stir the paint with a stick.
- Boyayı bir çubuk yardımıyla karıştır.
Selfie sticks are banned in many museums and galleries.
- Selfie çubukları, birçok müze ve galeride yasaklandı.
- bar
The textile factory's windows are fitted with iron bars so when a fire broke out inside the factory, most of the workers died.
- Tekstil fabrikasının pencereleri demir çubuklarla donatılmış bu yüzden fabrikada yangın çıktığında işçilerden çoğu öldü.
I only ate one granola bar.
- Ben sadece bir granola çubuk yedim.
- rod
We need new curtain rods.
- Yeni perde çubuklarına ihtiyacımız var.
- strip
- wand
- shoot, twig; stick, rod, bar, wand; tobacco pipe; chopsticks; stripe
- baton
Mary conducted the orchestra using a baton.
- Mary bir çubuk kullanarak orkestrayı yönetti.
- rod, bar
- stripe
- (Denizcilik) upper mast
- rib
- tobacco pipe
- the smaller of two drumsticks
- wand, staff
- young branch, shoot, twig; sapling
- long-stemmed tobacco pipe, chibouk
- chopstick
Lucy can't use chopsticks.
- Lucy yemek çubuklarını kullanamaz.
Tracy had never used chopsticks before then.
- Tracy daha önce yemek çubuklarını hiç kullanmamıştı.
- switch
- stave
- stripe or rib in cloth
- (Matematik) chord
- (Havacılık) bloom
- strap
- bolt
- (Havacılık) billet
- chart
- stem
- truss
- streak
- chopsticks
Rice is usually eaten with chopsticks in Japan.
- Pirinç pilavı Japonya'da genellikle çubukla yenir.
I usually eat rice with chopsticks.
- Pirinç pilavını genellikle çubuklarla yerim.
- straw
For the first month after the accident she could only drink liquids through a straw.
- Kazadan sonra ilk bir ay sadece bir çubuk vasıtasıyla sıvı şeyler içebildi.
- shoot
- pipe
- chibouk
- spline
- rodes
- demir çubuk
- bar
The textile factory's windows are fitted with iron bars so when a fire broke out inside the factory, most of the workers died.
- Tekstil fabrikasının pencereleri demir çubuklarla donatılmış bu yüzden fabrikada yangın çıktığında işçilerden çoğu öldü.
- sivri uçlu çubuk
- spike
- çubuk aşısı hort
- graft
- çubuk sokarak durdurmak
- spoke
- çubuk anten
- rod antenna, whip antenna
- çubuk anten
- whip aerial
- çubuk anten
- whip antenna
- çubuk anten
- rod aerial
- çubuk aşısı
- grafting
- çubuk bakır
- bar copper
- çubuk demiri
- iron cast as rods or bars
- çubuk grafiği
- bar chart, bar diagram, bar graph
- çubuk haddesi
- slabbing mill
- çubuk içmek
- to smoke a long pipe
- çubuk kod
- bar code
- çubuk kraker
- pretzel
Do you want a pretzel?
- Kıvrık çubuk kraker istiyor musun?
- çubuk lâmbalarla aydınlatma
- strip lighting
- çubuk mıknatıs
- bar magnet
- çubuk süspansiyon
- bar suspension
- çubuk takımı mouthpiece of
- a tobacco pipe
- çubuk çelik
- bar steel
- çubuk çelik
- rod steel
- çubuk çeliği
- bar steel
- basit çubuk grafik
- (Bilgisayar) simple bar chart
- demir çubuk
- iron rod
- demir çubuk
- rod
- demir çubuk
- poker
- demir çubuk
- billet
- ekle çubuk
- (Bilgisayar) add bar
- itici çubuk
- pushrod
- itici çubuk
- (Otomotiv) push rod
- merkezi çubuk
- (Bilgisayar) center strip
- metal çubuk
- metal rod
- metal çubuk
- spill
- uzun çubuk
- (Bilgisayar) spacebar
- çelik çubuk
- billet
- çelik çubuk
- bar-steel
- çubuklar
- (Mekanik) sticks
Selfie sticks are banned in many museums and galleries.
- Selfie çubukları, birçok müze ve galeride yasaklandı.
- çubuklar
- (Gıda) chopsticks
I usually eat rice with chopsticks.
- Pirinç pilavını genellikle çubuklarla yerim.
The boy tried eating with chopsticks.
- Çocuk çubuklarla yemeğe çalıştı.
- demir çubuk
- iron bar
- nervürlü çelik çubuk
- (İnşaat) Deformed steel bar
- 3 boyutlu çubuk
- (Bilgisayar) 3-d bar
- bambu çubuk
- bamboo
- cam çubuk
- glass rod
- dişli çubuk
- toothed rack, rack
- durdurucu çubuk
- (Otomotiv) blocking ring
- enine çubuk
- transverse bar
- enine çubuk
- transverse rod
- gözlü çubuk
- eye bar
- haddelenmiş çubuk
- rolled bar
- itici çubuk
- tappet rod
- itici çubuk boşluğu
- (Otomotiv) push rod play
- kare çubuk
- square bar
- karma çubuk çizim
- (Bilgisayar) composite bar chart
- kılavuz çubuk
- guide bar
- kızıl çubuk
- (Botanik, Bitkibilim) dogwood
- maden eriyiğini karıştırmaya yarayan çubuk
- rabble
- metâl çubuk
- billet
- meyveli çubuk dondurma
- ice lolly
- pamuklu çubuk
- cotton bud
- riper çubuk bağlantısı
- ripper linkage
- simge çubuk modu
- (Bilgisayar) icon bar mode
- uzatma çubuk fünyeli mayın
- (Askeri) tilt rod activated mine
- vagonları bağlayan çubuk
- tie rod
- vurgulu çubuk ekle
- (Bilgisayar) add accent bar
- yağ göstergesi çubuk
- dipstick
- yuvarlak çubuk
- round bar
- çatal biçiminde çubuk
- dowsing rod
- çelik çubuk
- steel bar, billet
- çentikli çubuk
- notched bar
- çift çubuk
- farming implements
- çift çubuk sahibi
- 1. farm owner. 2. (someone) who owns a farm
- üst çubuk
- (Bilgisayar) top bar