I hope the bus will come before long.
- Umarım otobüs çok geçmeden gelir.
The ship from New York will arrive before long.
- New York'tan gelen gemi çok geçmeden gelecek.
She will get over the shock soon.
- Çok geçmeden şoku atlatacaktır.
He entered the Democratic Party but soon left it.
- Demokrat Parti'ye girdi ama oradan çok geçmeden ayrıldı.
Sami escaped soon after.
- Sami çok geçmeden kaçtı.
Tom was executed soon after.
- Tom çok geçmeden idam edildi.
It was very cold, and then before long it began to rain on top of it.
- Hava çok soğuktu ve sonra üstüne üstlük çok geçmeden yağmur yağmaya başladı.
It is never too late to learn.
- Öğrenmek için asla çok geç değildir.
It is too late to repent.
- Tövbe etmek için çok geç.