He was wearing a threadbare suit.
- O çok eskimiş bir takım elbise giyiyordu.
The Diaoyu Islands have been Chinese territory since ancient times.
- Diaoyu adaları çok eski çağlardan beri Çin toprağı olmuştur.
I bought an ancient lamp.
- Çok eski bir fener satın aldım.
Students have complained about homework assignments since time immemorial.
- Öğrenciler çok eski zamanlardan beri ev ödevleri hakkında yakınıyorlar.