There is not much I can do to help, I am afraid.
- Korkarım ki yardım etmek için yapabileceğim çok şey yok.
We expect much of him.
- Biz ondan çok şey bekliyoruz.
His talk led me to believe that he knows a great deal.
- Onun konuşması onun çok şey bildiğine beni inandırdı.
Your support means a great deal to me.
- Desteğin benim için çok şey anlamına gelir.
I have lots of things to do.
- Yapacak çok şeyim var.
I have lots of things to tell you.
- Sana söyleyecek çok şeyim var.