çocuksu

listen to the pronunciation of çocuksu
Türkçe - İngilizce
childish

Peter was fed up with childish girls. - Peter çocuksu kızlardan bıkmıştı.

Peter was fed up with childish girls and wanted to meet a really mature woman. - Peter, çocuksu kızlardan bıktı ve gerçekten olgun bir kadınla tanışmak istedi.

puerile
babyish
boyish
childish, childlike, infantile, puerile
infant
juvenile
childlike

I couldn't help smiling at her childlike frankness. - Onun çocuksu samimiyetine gülmekten kendimi alamadım.

infantile
çocuksu davranış
puerility
çocuksu kimse
baby
Türkçe - Türkçe
Çocuk gibi, çocukça olan, çocuğa benzeyen: "Annesinin tesiri altında kalır, biraz çocuksu gözleriyle yangından korkar, her türlü korkusunu gizlemek dilermiş."- A. Ş. Hisar
Çocuk gibi, çocukça olan, çocuğa benzeyen
çocuğumsu
çocuksu