The playground is divided into three areas by white lines.
- Oyun alanı, beyaz çizgiler tarafından üçe bölünmüş.
The new line of dresses is from Paris.
- Elbiselerin yeni çizgisi Paris'ten.
Tom made a dash for the front door.
- Tom ön kapı için bir çizgi yaptı.
Tom wore a red and white striped tie.
- Tom, kırmızı ve beyaz çizgili kravat taktı.
I like this striped shirt.
- Bu çizgili gömleği seviyorum.
This lucky streak won't last forever.
- Bu şanslı çizgi sonsuza dek sürmeyecek.
On your marks, get set, go!
- Çizgilerinize, hazırlanın, başlayın!
The boy spends hours drawing superhero comics.
- Çocuk süper kahraman çizgi romanları çizerek saatler harcıyor.
The girl spends hours drawing superhero comics.
- Kız süper kahraman çizgi romanları çizerek saatler harcıyor.