çizgi çizgi teriminin Türkçe İngilizce sözlükte anlamı
- striped
- streaky
- streaked
- çizgi
- line
In a time-bound society time is seen as linear- in other words as a straight line extending from the past, through the present, to the future.
- Zamana bağlı bir toplumda zaman lineer olarak görülür-yani geçmişten şimdiki zamana ve geleceğe doğru uzanan düz bir çizgi olarak.
The playground is divided into three areas by white lines.
- Oyun alanı, beyaz çizgiler tarafından üçe bölünmüş.
- çizgi çizgi boyamak
- streak
- çizgi çizgi olma
- striation
- çizgi çizgi yapmak
- striate
- çizgi çizgi yapmak
- stripe
- çizgi çizmek
- line
- ince çizgi
- fine line
- çizgi
- line; stripe, bar; dash; scratch, mark; (tende) furrow
- çizgi
- score
- çizgi film
- cartoon
Tom worked as a cartoonist.
- Tom bir çizgi film karakteri olarak çalıştı.
Who's your favorite Disney cartoon character?
- En sevdiğin Disney çizgi film karakteri kimdir?
- yatay çizgi
- horizontal
- dikey çizgi
- perpendicular line
- dip çizgi
- (Spor) back line
- düz çizgi
- (Bilgisayar) solid
- ilk çizgi
- (Bilgisayar) first line
- kesik alt çizgi
- (Bilgisayar) dash underline
- kesik kesik çizgi
- (Matematik) dashed line
- kesik çizgi
- (Bilgisayar) dashes
- kesik çizgi stili
- (Bilgisayar) dash style
- kesik çizgi stilleri
- (Bilgisayar) dash styles
- kesikli çizgi
- dotted line
- kesikli çizgi
- (Bilgisayar) dashed
- nokta çizgi
- (Bilgisayar) dot dash
- nokta-çizgi
- (Bilgisayar) dot-dash
- serbest çizgi
- (Bilgisayar) freehand line
- uzun çizgi
- (Askeri) longline
- uzun çizgi
- (Bilgisayar) long dash
- yatay çizgi
- (Bilgisayar) horizontal rules
- çizgi çizmek
- (Kitap) rule a line
- çizgi çizmek
- (Kitap) draw a line
- çizgi çizmek
- (Kitap) cross a line
- çizgi çizmek
- line drawing
- çizgi-nokta
- (Bilgisayar) dash-dot
- üst çizgi
- (Bilgisayar) over-bar
- üstüne çizgi çizmek
- cross
- dik çizgi
- Vertical lines
- kırmızı çizgi
- red line
- uzun çizgi
- long lines
- yan çizgi
- (Spor) sideline
Tom stayed on the sideline.
- Tom yan çizgide kaldı.
- çizgi film
- animated cartoon
He will have gotten the inspiration from that animated cartoon.
- O hareketli çizgi filmden ilham almış olacak.
- çizgi resim
- sketch
- çizgi roman
- Graphic novel
- agonik çizgi
- agonic line
- alt çizgi
- underline
- alt çizgi
- downstroke
- altına çizgi çizmek
- underscore
- ana çizgi
- ground line
- ana çizgi
- geom . generatrix
- dikey çizgi
- perpendicular
- dikey çizgi
- vertical
He drew some vertical lines on the paper.
- Kağıt üzerinde bazı dikey çizgiler çizdi.
Mary likes to wear clothes with vertical stripes, because she heard they make you look thinner.
- Mary dikey çizgili giysiler giymekten hoşlanır çünkü onların daha ince gösterdiğini duymuş.
- dolu çizgi
- full line
- doğru çizgi
- geom . straight line
- düz esas çizgi
- (Hukuk) straight baseline
- düz çizgi
- straight
He draws straight lines.
- O, düz çizgiler çizer.
- düz çizgi
- straight line
- düz çizgi halindeki
- rectilinear
- düz çizgi halindeki
- rectilineal
- düzensiz çizgi
- streak
- düşey çizgi
- vertical line
- dış çizgi
- outline (font)
- dış çizgi
- outline
- esas çizgi
- (Hukuk) baseline
- grid çizgi uçları
- (Askeri) grid ticks
- ince çizgi
- stria
- ince çizgi
- hatch
- ince çizgi
- thread
- istenen kısa çizgi
- hard hyphen , required hyphen
- izanomal çizgi
- isanomalous line
- kabarık çizgi
- ridge
- koyu nokta çizgi
- (Bilgisayar) dot dash heavy
- koşut çizgi
- parallel line
- kıl çizgi
- hairline
- kırpıntı çizgi
- clipart
- kırık çizgi
- broken rule
- kırık çizgi
- broken line
- kırık çizgi grafiği
- (Matematik) broken line graph
- kırık çizgi çizeneği
- (Matematik) broken line graph
- kısa çizgi
- dash, hyphen
- kıvrımlı çizgi
- curlycue
- kıvrımlı çizgi
- curlicue
- me çizgi
- long dash
- normal esas çizgi
- (Hukuk) normal baseline
- orta çizgi
- en-dash
- orta çizgi
- centre line, midline
- paralel çizgi
- parallel
- paralel çizgi
- parallel line
- pist orta çizgi ışıkları
- (Havacılık) runway center line lights
- s biçiminde çizgi
- ogee
- s şeklinde çizgi
- pothook
- tebeşirle çizilen çizgi
- chalk
- tebeşirli iple çizilen çizgi
- chalk line
- uzun çizgi
- dash
- yapıcı çizgi
- generatrix
- yatay çizgi
- horizontal line
- yatık çizgi
- solidus
- yaşam ile ölüm arasındaki çizgi
- divide
- çapraz çizgi
- traverse
- çizgi
- drawing
The boy spends hours drawing superhero comics.
- Çocuk süper kahraman çizgi romanları çizerek saatler harcıyor.
The girl spends hours drawing superhero comics.
- Kız süper kahraman çizgi romanları çizerek saatler harcıyor.
- çizgi
- mark
On your marks, get set, go!
- Çizgilerinize, hazırlanın, başlayın!
- çizgi
- scratch
- çizgi
- wheal
- çizgi
- line, boundary, limit
- çizgi
- line (of action or thought)
- çizgi
- furrow
- çizgi
- part (in a person's hair)
- çizgi
- groove
- çizgi
- dash , line
- çizgi
- stria
- çizgi
- line, wrinkle, furrow
- çizgi
- stripe
Tom wore a red and white striped tie.
- Tom, kırmızı ve beyaz çizgili kravat taktı.
They say a tiger never changes his stripes.
- Onlara göre bir kaplan asla çizgilerini değiştirmez.
- çizgi
- bar
- çizgi
- grain
- çizgi
- scratch, scar; score
- çizgi
- stripe; stria, striation
- çizgi
- (cetvelle) ruling
- çizgi
- wale
- çizgi
- mark, dash
- çizgi bırakmak
- furrow
- çizgi düzeni
- lineation
- çizgi dışı
- out of bounds
- çizgi dışı
- out
- çizgi film
- animated cartoon, cartoon
- çizgi film
- animated movie
What's your favorite animated movie?
- En sevdiğiniz çizgi film nedir?
- çizgi film ressamı
- animator
- çizgi film yapma
- animation
- çizgi film yapmak
- animate a cartoon
- çizgi film çizeri
- cartoonist
- çizgi frekansı
- line frequency
- çizgi genişliği
- line width
- çizgi hakemi
- lineman
- çizgi hakemi
- linesman
- çizgi jeneratörü
- line generator
- çizgi kalemi
- ruling pen
- çizgi karekteri hareketlendirmek
- animate a cartoon
- çizgi makinesi
- ruler
- çizgi resim
- line drawing, sketch
- çizgi roman
- comic strip, strip cartoon
- çizgi roman
- comic book
- çizgi roman
- funnies
- çizgi roman ilavesi
- funny paper
- çizgi sayısı
- line number
- çizgi spektrumu
- line spectrum
- çizgi yapmak
- bar
- çizgi çekmek
- to draw a line
- çizgi çekmek
- score
- çizgi çekmek
- draw a line
- çizgi çekmek
- rule
- çizgi çekmek
- run through
- çizgi çekmek
- line through
- çok devirli plâktaki incecik çizgi
- microgroove
- ölçü alınan çizgi
- base line