çesit

listen to the pronunciation of çesit
Türkçe - İngilizce

çesit teriminin Türkçe İngilizce sözlükte anlamı

çeşit
kind

I read three kind of newspapers in order to keep abreast with the times. - Gelişmeleri takip etmek için üç çeşit gazete okurum.

Tom and Mary seem to be in some kind of trouble. - Tom ve Mary'nin bir çeşit sorunları var gibi görünüyor.

çeşit
sort

Tom can do all sorts of things quite well. - Tom her çeşit şeyi oldukça iyi yapabilir.

What sort of house do you have? - Ne çeşit bir evin var?

çeşit
variety

The company manufactures a variety of paper goods. - Şirket, çeşitli kağıt ürünleri üretmektedir.

He grew a variety of crops. - O, çeşitli ekinler büyüttü.

çeşit
type

Various types of philosophy originated in Greece. - Felsefenin çeşitli türleri Yunanistan'da oluşmuştur.

Every type of socialization requires a lie. - Her çeşit sosyalleşme bir yalana gereksinim duyar.

çeşit
style

Part of the charm of a big city lies in the variety of styles that can be seen in the architecture of its buildings. - Büyük bir şehrin cazibesinin bir kısmı onun binalarının mimarisinde görülebilen stillerin çeşitliliğine bağlıdır.

çeşit
denomination
çeşit
sample
çeşit
species

Cabbage, cauliflower, broccoli, and Brussels sprouts are all cultivars of the same species. - Lahana, karnabahar, brokoli ve brüksellahanası aynı türün çeşitleridir.

çeşit
kind, sort, variety
çeşit
assortment

We also have lentils in our assortment. - Ayrıca çeşitlerimizde mercimeğimiz var.

A clocktower is full of an assortment of doodads and doohickies. - Saat kulelerinin içi çeşit çeşit zamazingoyla doludur.

çeşit
cast
çeşit
range

A buyers' market is a market in which goods are plentiful, buyers have a wide range of choices, and prices are low. - Bir alıcı piyasası malların bol olduğu, alıcıların çok çeşitli seçimlere sahip olduğu, ve fiyatların düşük olduğu bir piyasadır.

We discussed a wide range of topics. - Çok çeşitli konular tartıştık.

çeşit
genre
çeşit
(Hukuk) brand
çeşit
class
çeşit
biol. variety
çeşit
stripe
çeşit
ilk
çeşit
kind, sort, description, cast, breed; variety; assortment; sample
çeşit
description
çeşit
item
çeşit
sort of

She seemed like some sort of princess from a fairy tale. - O bir peri masalından bir çeşit prenses gibi görünüyordu.

I wonder if this is some sort of scam. - Ben bunun bir çeşit aldatmaca olup olmadığını merak ediyorum.

çeşit
(Spor) make

What make of computer do you use? - Hangi çeşit bilgisayar kullanıyorsun?

She knows how to make more than a hundred types of bread. - O, yüz çeşitten fazla ekmek yapmasını bilir.

çeşit
variation
çeşit
(Ticaret) line
çeşit
version
çeşit
flavor
çeşit
hue
çeşit
form

Even after I get a job, I think I'll still want to continue some form of music. - Ben bir iş bulduktan sonra bile hala bir çeşit müziğe devam etmek isteyeceğimi düşünüyorum.

Sami had some form of paranoid schizophrenia. - Sami'de bir çeşit paranoyak şizofreni vardı.

çeşit
order

In order to study computational linguistics it's necessary to know various languages, however, one also has to be familiar with the use of computers. - Bilişimsel dil bilimi eğitimi yapmak için çeşitli dilleri bilmek gerekli, ancak, insan bilgisayarların kullanımı da bilmelidir.

I read three kind of newspapers in order to keep abreast with the times. - Gelişmeleri takip etmek için üç çeşit gazete okurum.

çeşit
nature
çeşit
breed
çeşit
rate
çeşit
run

Oil is necessary to run various machines. - Yağ çeşitli makinelerin çalıştırılabilmesi için gereklidir.

çeşit
{i} manner
çeşit çeşit
various
çeşit çeşit
assorted, varied, all kinds of
çeşit çeşit
assorted
çeşit çeşit
multifarious
çeşit çeşit
assorted, various, multifarious
çeşit çeşit
motley
çeşit özellik belgesi
(Tarım) variety description
çeşit özellik formu
(Tarım) variety id document
her çeşit
gamut of
her çeşit
whatever
uygu çalan bir çeşit arp
(Muzik) autoharp
eskiden kullanılmış bir çeşit fitilli tüfek
corded a kind of rifle used in the past
çeşitler
Types
bir çeşit
a kind of

A shiitake is a kind of mushroom. - Şitaki bir çeşit mantardır.

envai türlü/çeşitli/çeşit
of various kinds
her çeşit
all sorts of

All sorts of people came to the exhibition. - Sergiye her çeşit insan geldi.

Tom asked me all sorts of questions. - Tom bana her çeşit soru sordu.

her çeşit
every kind of, all manner of
kuvvetli bir çeşit mukavva
tagboard
tek çeşit
uniform
Türkçe - Türkçe

çesit teriminin Türkçe Türkçe sözlükte anlamı

çeşit
Türlü
çeşit
Aynı türden olan şeylerin bazı özelliklerle ayrılan öbeklerinden her biri, tür, nevi
çeşit
Aynı türden olan şeylerin bazı özelliklerle ayrılan öbeklerinden her biri, tür, nevi: "Her çeşit insanı kavrayacak bir sunuş tarzı vardı."- H. Taner
çeşit
Canlıların bölümlenmesinde, bireylerden oluşan, türden daha küçük birlik
çeşit
Türlü: "Bu camilerin her biri başka planda başka çeşittir."- Y. K. Beyatlı
Çeşit
tür
Çeşit
(Osmanlı Dönemi) BÂC
Çeşit
kalem
çeşit
tevür
çeşit çeşit
Çeşitli olan, türlü türlü
çeşitler
enva
İngilizce - Türkçe

çesit teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

bir çeşit
some kind of
çesit